Yıllardır kaymakamı ile meşhur bir ilçe iken birden bire valisi ile de ulusal basında gündeme gelince insan bir tuhaf olmuyor değil. Hani şu meşhur öğretmeni azarlama ve sonra öğretmenin vefat etmesi ve suçlunun vali olması konusu.

Beni tanıyanlar bilirler öncelikle kitabın ortasından konuşurum hep, bir de öyle kimseye boş övgüler de yağdırmam. Genel itibari ile zor beğenen eleştirisel bir yapım var. Bu vali ile de herhangi bir akrabalığım kişisel bir dostluğum yok. Herkes kadar ben de protokollerde sohbet ettim ziyaretine gittim v.s. Genel bir çerçeve ile söylemem gerekirse vali Yalova ya gelmiş nadir çalışkan valilerden biri. Daha önceki birkaç valinin sadece protokol gereği vali olduğunu ve kendilerine atfedilen bir iki imza işlini yapıp gittiklerini göz önüne alırsak bu vali kısa sürede çok çok çalışmış bir validir. Evet, kitabın ortasından konuşması ve üslubunun biraz sert olması eleştirilecek bir durum. Ancak ben kendimden pay biçerek söylüyorum ki üslubun yanlış olması asıl doğruyu değiştirmez. Yani benim size doğru olmayan bir uslup ile ikaz etmem sizin yaptığınız yanlışı silemez ve sizi haklı çıkarmaz.

Konuya girmeden önce bazı noktaları da iyice hatırlamamamız lazım. Yalova son 10 yıldır çok kötü yönetildi, Yalova’nın atanmışları siyasi partinin – iktidar partisinin – temsilcisi gibi davrandı. Zaten siyasi parti başkanları da atama ile geldiği için kimse Yalova’yı sahiplenmeden ucundan kıyısından çeşme akarken kovamı nasıl doldurayım derdine düştü. Hemen herkes kendi siyasi ikbalinin peşinden koşup durdu. Yalova daki tüm devlet kadroları birkaç kez iktidar tarafından elden geçirildi ve sonunda geldiğimiz durum bu. Nerdeyse hiçbir müdürlük doğru düzgün çalışmıyor, rüşvet, yolsuzluk ve adam kayırma dedikoduları ayyuka çıkmış. Birçok müdürlük sallabaşını al maaşını modunda çalışıyor. Yani herkes mutlu mesut yaşıyorken birden yeni bir vali atandı.  Sonra bu vali geçmiş vali gibi masasında oturup sen ağasın paşasın diyen gürühu dinlemeyip görevini yapmaya başladı. Yani asli görevi olan yönetme ve kendine bağlı müdürlüklerin çalışmasını sağlamak. Gayet doğal olarak daha önceden uzun yıllar bu tür bir denetlemeye alışkın olmayan müdürlüklerimiz ise bundan rahatsız oldular. Çünkü bu müdürlükler zaten iktidarın adamları ile dolmuştu ve bu iktidarın valisi neden onların rahatlarını kaçırıyordu. Etliye sütlüye dokunmadan mutlu mesut yaşamak varken bu hizmet ve çalışma aşkı neden di. Tıkır tıkır işleyen çarka kimse dokunmamalıydı. Bu en son yaşanan olaydan önce de vali hakkında birçok rahatsızlık dedikodusu çok kereler yapılmıştı. Ama sonuçta vali haklıydı ve görevini yapıyordu, yolunda gitmeyen şeyleri düzeltmek, devlet düzeninin daha verimli çalışmasını sağlamak adına valinin yaptıkları bazılarının işine gelmese de doğruydu. Bu sebeple rahatsız oldukları halde vali hakkında dedikodudan öte bir şey yapmaları mümkün değildi. Ne yazık ki valinin paralel ile de bir bağlantısı bulunamamıştı Çaresiz bu adamın derdi çekilecekti.

İşte bu denetleme ve ziyaretlerden birinde Yalova valisi fen lisesini ziyaret eder, bu ziyaret sırasında gördüğü yanlışları görevi ve sorumluluğu adına düzeltmek için ikaz ve uyarılarda bulunurken. Biraz sert bir biçimde merhum matematik öğretmenini ikaz eder, hatta azarlar. Birden bire tüm sendikalar ve STK lar bir düğmeye basılmış gibi valinin hatasını haykırmaya başlarlar. Tabi bu arada bu öğretmenin hatalı olduğu ile ilgili – ya da merhum öğretmenimizin sicili ile ilgili tek bir kelam ne konuşulur nede araştırılır. Varsa yoksa valinin sert tavrının yanlışlığıdır. Evet, valinin tavrı yanlıştır ama bir yanlış tüm doğruları götürmez. Üstelik üslup yanlış olsa bile esasın doğruluğunu kimse konuşmaz bile. Vali hakkında derhal bir yargısız infaz kampanyası başlar. Bu arada çok talihsiz bir olay gerçekleşir. Bahsi geçen öğretmen yapılan protesto yürüyüşü sırasında kalp krizi geçirerek vefat eder. Bundan sonra ikinci bir yargısız infaz yapılarak vali bu vefatın sorumlusu ilan edilir. Bu şehrin tüm etkili ve yetkileri hemfikirmiş gibi susarlar. Vali’nin fikrini soran ya da bu işe adilane yaklaşan bir tek ses bile yoktur.

Muhalefet zaten kendinden bekleneni yapar ve valiye hiç söz hakkı vermeden hemen şehirden kovmanın yolunu arar. Peki, iktidar ve onun yandaşları neden muhalefet ile aynı safta yer aldılar.  Neden kimse Yalova’daki bu kurumlar neden doğru düzgün çalışmıyor. Müdürlükler ve diğer sorumlu – yetkili kurumlar görevlerini tam olarak yerine getiriyor mu diye neden sorgulamadılar. Burada olan yanlışlıklar tüm Yalova halkını etkilemiyor mu? Şimdi benim hissettiğim burada dönen çarka çomak sokan kim olursa olsun, bizden bile olsa cezasını çeksin tavrı mıdır? Üslubu sert bile olsa, hata bile yapmış olsa talihsiz bir olay sonucu oluşan bu vefatı valinin suçu imiş gibi lanse etmek ve bunu yüksek sesle dillendirmek bence çok vahim bir haksızlıktır. Birilerinin adil bir yaklaşım ile  - ki bu ülkede adalet bıraktılarsa –bu olayı inceleyip valiye de söz hakkı verip gerçeği halka anlatması elzem bir görevdir.

Merhum öğretmenin cenazesi ise daha vahim bir biçimde bir siyasi protestoya dönüştürüldü, insanların acılarından kendilerine siyasi çıkar devşirmek kadar çukur bir davranış yoktur. Ancak ne yazık ki bu cenaze töreni, şehir dışından gelen onlarca ne olduğu, neye hizmet ettiği belli olmayan kişiler tarafından bir şova çevrildi. İmam El- Fatiha dediğinde bile ellerini yalandan da olsa açmayan bir takım insanlar kendi çıkarları uğruna cenaze törenini bir vali infaz kampanyasına çevirdiler. Şimdi de bu kampanyayı daha geliştirip ulusal bir protestoya çevirip işleri daha da karıştırmak niyetindeler. İktidarın Yalova’daki temsilcileri kim ya da kimler ise duru bir akıl objektif bir bakış açısı ile siyasi ikbal şahsi hesap yapmadan bu olaya el koymalıdırlar. Makamların itibarını bu kadar kolay zedeleyip, kendi yöneticilerinizden sırf sizin adamınız değil diye bu kadar kolay vazgeçerseniz. Gelecekte bu makamlara gelebilecek muhtemel kendi adamlarınızın da itibarı olmaz. Böyle bir olaydan sonra valiyi buradan göndermek bu işi çözmez ve yanlışları da düzeltmez.  Bu tür durumlar için işleyen – işlemesi gereken bir denetleme ve araştırma mekanizması vardır. Bu mekanizma derhal çalıştırılmalı olayın her yönü değerlendirilmeli ve bu işin gerçekliği her yönü ile ortaya çıkarılarak kamuoyuna açıklanmalıdır. Eğer vali‘nin haksız yere  - sırf kendi egosu için keyfi bir durumdan dolayı bu olayı gerçekleştirildiği kanıtlanırsa gereken ceza en ağır biçimde verilmelidir. Ancak eğer vali üslup dışında esasta haklı ise ve çocuklarımızı emanet ettiğimiz okullarda bahsedilen disiplinsizlik ve aymazlıklar varsa da; Önce Yalova valimizin itibarı iade edilmeli sonra da cezalandırılması gereken kişiler en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.

Bilmeden anlamadan gerçeği öğrenmeden hemen yargıya varıp sonra da ceza vermeye kalkışmak en hafif tabir ile zalimlik olur.

Hiçbir şeyin yüzde birinin milyonda birini bile bilmiyoruz. Thomas Edison