Yeni bir haberle haftaya merhaba dedik: Üniversite kapıları halka açılacakmış!
Neden?
Halk istediği zaman üniversite yerleşkesinin içini, amfisini, bahçesini rahatça dolaşabilecekmiş.
Neden?
İstanbul üniversitesi Rektörü üniversitelerin halka açılması, toplumla kaynaşması gerektiğini söylemiş. Aynı rektörün 1 Ağustos 2023’te rektörlük görevine getirildikten sonraki ilk icraatı, aynı ayın 23’ünde kardeşini rektör başdanışmanı atamak oldu. 
Aralık ayında Konya’da ailesiyle birlikte gittiği tatilde rezervasyon yaptırdığı otelden memnun kalmayınca şikayetlerini İstanbul Üniversitesi resmi internet sitesinden yapınca, üniversite kapılarını ve imkanlarını ailesi için sonuna kadar açmış oldu. 
Şimdi de ‘üniversiteli ve üniversitesiz ayrımını doğru bulmadığımız için kapılar herkese açık’ demiş. Bilseydik zamanında üniversite okuyabilmek için heba olmazdık! 
Sevgili gençler, siz de çok zorlamayın, artık üniversiteli ve üniversitesiz ayrımı doğru bulunmuyor...
Kararın taraftarları çeşitli argümanlarla savunmaya geçiyorlar; ‘Yurt dışındaki üniversitelerde vatandaş istediği üniversitenin bahçesinden içeri giriyor, istediği gibi geziyor, üniversite havası teneffüs ediyor’
Üniversite havası teneffüs etmek isteyen üniversiteye gidebilir. Burada bahsedilen üniversiteler ücretsiz, belli puanlarla öğrenci alan Türkiye’nin en saygın üniversiteleri.
‘Galatasaray Üniversitesinin denize nazır kampüsüne giremiyoruz’
İstanbul’un Karadeniz’e 215,84 km, Marmara’ya 238,47 km denize nazır alanı var. Bu alanların herhangi bir kilometresinden faydalanabilirsiniz.
‘Mogan gölünü görmek istesek ODTÜ’ye giremiyoruz’
Çevre uzunluğu 14 kilometre olan Mogan gölünün etrafında Büyükşehir Belediyesi Mogan Park, Gölbaşı Belediyesi gibi sosyal tesisler yer alırken, ODTÜ arazisinde yer alan gölün adı Eymir’dir. ODTÜ öğrencileri tarafından kürek ve yelken takımı çalışmalarında kullanılmaktadır ve buraya girmek, göl etrafında bisiklet turu yapmak serbesttir.
Oxford’da da kapılar halka açıkmış. Girmek isteyen içeri rahatça girip konferanslardan, sempozyumlardan faydalanabilirmiş.
Ekim 2023 verilerine göre İstanbul’da kayıtlı olan 532 bini Suriyeli olmak üzere 2 buçuk milyon yabancı yaşıyor. Bizim kültürümüze ait olmayan 2 buçuk milyon insan, ki bu rakam sadece kayıt altına alınabilmiş olanlar, sonuna kadar açılmış üniversite kapılarından geçip içeride elini kolunu sallayarak dolaşacak. Uyuşturucu satıcıları, organize suçlular, cinsel suçlular, yoldan geçenler, isteyen herkes. 
Burası İngiltere değil, küçük Oxford kasabası değil. Sosyokültürel yapımız oralardan çok farklı. Kabul etmek gerekir ki halkımız da üniversite kapılarını içlerindeki bilim aşkıyla aşındırmıyor. İçerideki yeşilliklerde dolaşıp, manzaraya ve binalara bakıp çıkmak istiyorlar, art niyetleri olanlar dışında, onların bakmak istedikleri farklıdır.
‘Üniversiteler elit kesimin kullanımından çıkarılmalıdır’ deniyor.
Burada kastedilen elitler, alınlarının teriyle çalışıp o üniversitede okumaya hak kazanmış öğrenciler mi, o öğrencileri en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan akademisyenler mi?
Üniversitenin halkla arasına giren kapı açıldı ve ilim irfan aşkıyla yanan halkımızın dersliklerde, amfilerde fotoğrafları yayınlanmaya başladı. Üniversite öğrencileri müzedeki küçük detaylar gibi karelerde görünüyor. 
Tabii ki halk üniversiteden faydalanmalıdır; devletin üniversitesine bu halkın çocukları gidecek.
Halk Üniversitenin araştırmalarından faydalanır, projelerinden faydalanır, hastanelerinden faydalanır, yetiştirdiği bilim insanlarından, sanatçılardan, eğitimcilerden, ekonomistlerden, jeologlardan, mimarlardan, hakimlerden, politikacılardan faydalanır. Yeşilliğinden denizinden faydalanılacak bir sürü millet bahçesi, çay bahçesi, mesire alanı, müze var. 
Üniversite, üniversitelilerindir.
Üniversite öğrencileri ve akademik personel.