Tercüman-ı ahval ; Demokrasiyi ilk dile getiren gazete(22 Ekim 1860'ta ilk sayısı ile okuyucunun karşısına çıktı. Gazete 40-55 cm boyutundaydı ve ilk zamanlar haftada bir gün,yalnızca Pazar günleri yayınlandı .çıkaran; Agah Efendi idi. Şinasi  ilk sayısındaki ünlü mukaddimesinde halkın görevleri olduğu kadar haklarının da bulunduğunu ve bunlardan birinin de ülke menfaati için görüş bildirmek olduğunu söylüyordu. Kaynaklar: Uğur Akbulut;Osmanlı basın tarihine bir katkı:  Alpay Kabacalı; İlk Özel Gazete: Tercüman-ı Ahval,  Şinasi, Mukaddime,Tercüman-ı Ahval, 9 Teşrinievvel,1277-22 Ekim, 1860

 

1860 ‘dan berri halkımız ülke menfaatleri için görüş bildirmiş.bu görüşler bir araya gelmiş cemiyetler olmuş daha sonra tarih sırası içinde partiler olmuş.YANİ BİR GELİŞİM SÜRECİ VAR.

Bu iyi öğrenim görmüş bilgili insanların bilgilerinin üzerine mi bu süreç gelişerek gelmiş,yoksa has bel kader muhabbetle mi gelişen bir sürecin erdiği noktaya gelinmiş.?Veya bunların dışında 3. olarak bazıları hep önderlik yaparak mı bu gelişim sürecini sürdürmüş?Verilen cevapların 3 ü de doğru.Biri bilgiyi,diğeri hayat tecrübesini ve 3.cü sü de beceriyi ortaya koymuş durumda.

 

Bilgilerin hayata geçirilmesi işi bir disiplin içinde olabilmesi için ANAYASA’ lar yapılmış ve o kurallar içinde süreç sürdürülmüş.

 

Soru şu;acaba anayasalar mı bu şekillenmeyi geliştirmiş yoksa ,meclis mi?Tarihsel sürece bakıldığında Meclis Anayasa yı yapmış fakat arkasından hemen ihlal etmeye başlamış,Yöneticilerin çoğu kendi yaptıkları Anayasayla bir türlü anlaşamamış ve bir değil birkaç kere delmişler.

 

1860 da ilk çıkan gazetenin dediği; halkın görevleri olduğu kadar haklarının da bulunduğunu ve bunlardan birinin de ülke menfaati için görüş bildirmek,olduğunun yeni farkına varılmış,Artık yeni Anayasa yürürlüğe girmiştir.

 

Ne gariptir ki bu anaysa diğerlerinden farklı olarak daha doğum sancılarında ihlal edilmeye başlanmış, doğumu-şaibeli-diye sezaryen suçlu bulunmuştur.

 

Böyle doğumlardan sonra tarafların birinin kavgaya tutuşması kendi içinde isyanları oynaması,Babalık davası mı,bundan sonra bakımı üslenme davası mı,ona isim koyma kavgası mı yoksa nafaka mı bilinmez ama :vakti gelince doğması doğal olan çocuğa ,

–daha biz hazır değiliz-geri git.Bak teyzen.amcalarına da sürpriz oldu.Biz görmemiş olalım kaybol.

Deseniz bile:ortada nur topu gibi,TC patentli ,ilgi isteyen bir vatandaş var.

 

Siz isteseniz de istemeseniz de bunun basası da anası da bu millettir…..

Bu ne demektir?Bu millet onu yetim bırakmaz.sarıp sarmalar ve ona  bakar….

 

Neden onu yetim bırakmaz?

1-Bu bir ihtiyaçtan doğmuştur,buna karşı çıkanlar bu ihtiyacın yerini dolduramamıştır.

2-Bu ihtiyaç bir birikimin sonucudur.buna karşı çıkanlar bu birikimin sonucunu görmemişlerdir.

3-Bu bir olgular sonucudur.buna karşı çıkanlar otoriteyi tanımlayamamışlardır.

4-Bu bir çözüm odaklıdır buna karşı çıkanlar karar mekanizmasını kaybetmişlerdir.

5-Bu bir potansiyel itici güçtür buna karşı çıkanlar şaşkınlık içindedir.

6-Bu bir slogan değil eylem sonuçludur buna karşı çıkanlar HALA DAHA ESKİ USULDE TOP DOLAŞTIRMAKTADIR.

7-Bu toplum tabanlıdır buna karşı çıkanlar EYLEM DE  FİKİR DE ÜRETEMEMEKTEDİRLER.

 

Efendim fıkra bu ya.Bizim doğudan biri merak etmiş.İzin almış ve üniversitede biyoloji dersine girmiş hocayı dinliyor.çok meraklanmış en öne gelmiş.

-Bakın çocuklar,at la eşek birleşir katır olur.

Bizimki düşünmüş.<Doğru>demiş.

-Kurtla köpek birleşir kurt köpeği olur .

Bizimki düşünmüş.<Doğru> demiş.

-Deve ile kuş birleşir deve kuşu olur ,

Bizimki şöyle bir düşünmüş<Hadi ulan sende-deve----kuş>bu nasıl üniversite.

 

Şimdi siyasette birikim süreci kendi evrimini tamamlıyor.yeni gelişmeler ortaya koyuyor.Artık bilgi  süreci bitti,kavramlar üzerine zaman harcandı,analizler yapıldı oda bitti,sentezlemeler yapıldı koca koca laflar edildi oda bitti,ama hep meclis yaptı Almanya dan,Fransa dan,vesaire yerlerden ilham alındı biz e uygulandı.

Bu uygulamalar bir zihinsel gelişim sürecidir.Şimdi halk değerlendirme yaptı. 16 nisan da  adıne ne koyarsan koy kendine göre bir anayasa yaptı.

Şimdi sonraki safhadayız o da proje safhasıdır.Herkes şimdi Yeni ANAYASAYA GÖRE PROJELERİNİ ORTAYA KOYMALIDIR.ORTADA PARTİ YOKTUR-LİDER YOKTUR. AHMET OLSUN MEHMET OLSUN DEVRİ HEM BİTMİŞTİR.HEMDE ONU TEKLİF ETME  HAKKI KİMSEYE VERİLMEMİŞTİR.

Bir reklamda vardı;

-YOKASA SİZ HALA ANNENİZİN DETERJENINI MI KULLANIYORSUNUZ?

 

21. yüzyıl TÜRKİYRSİNDE PARTİLER PROJE MERKEZLERİ OLACAKTIR.Bunlar hukuk, özgürlük,demokrasi,gibi kavramları topluma en verimli şekilde uygulaya bilen projeler dolacaktır.)

 

GELİŞİM SÜRECİ DEVAM ETMEKTEDİR.BU PROJELER AKILLI ZİHNİN FİKİRLERİ GİBİ DEĞİL-AYAĞI YERE BASAN VE SİSTEMLE ENTEĞRE OLAN PROJELERDİR.

 

SON SORU;GELİŞİM SÜRECİNDE SİSTEM NEDİR?PROJENİN HEDEFİ NEDİR*?

 

HEDEF; İNSANIN EVRENSELLİĞE  VE MÜKEMMLİĞE OLAN YARIŞINDA YOL GÖSTEREN PROJELER VE ONLARA ÖNDERLİK EDEBİLECEK LİDERLERİN DOĞMASIDIR.

SON SÖZ;LİDERE GÖRE PROJE ÜRETMEYE KALKANLAR YANILIR,

HER PROJE KENDİ ÇAPINDA LİDER YARATIR.

 

Adam ne güzel demiş ama;Kafanın güzelliği değil kaç numara şapka giyiyorsun onu söyle.

FİKRET ŞİPAL