Ben 12 yaşındayım.Gerçi beni görenler buna katiyen inanmazlar.Hatta 8 olduğuma dair bahse bile girerler.

Suriye’den kilometrelerce yürüdüğümüzü iyi hatırlıyorum.O zaman babam yanımızdaydı. Önce kamyonete bindik. .Ayşe de bizimle geldi .O 8 yaşında çarşaflı ama pantolon giymiş. Onun annesi ve  babası hep beraberdik.En çok duyduğum şey;

-Çabuk çabuk arkamızdalar.Her şeyi almayın.

Kamyonetin arkasına dolduk.Yolda şişman bir kadın bizim arabamıza bindi hızla yol almaya devam ettik.Ana yola geldiğimizde bizim gibi bir sürü kamyon geldiğini gördük.Yol doluydu.Yaya yürüyenler kamyonumuzun yanından geçerek gidiyorlardı.

   Babam bir hafta kadar önce bana bir çift terlik almıştı.Başparmağa geçirilen diğer kısımları açık,hafif ,yanlarında kırmızı şerit ve parmak geçirilen yeri ise beyaz naylonlu yürürken tabanıma değince şip şip eden terlik.Şıpıdık terlik.Ayağımda onlar var.Onlara bakıyorum.Ayşe de bakıyor.Babamla göz göze geldik.Elini uzattı başımı okşadı.İkindi vakti bir yol ayrımına geldik.Babam ve Ayşe’nin babası arabadan atladılar. Bazı adamlar  geldi çok heyecanlı konuşuyorlardı.Bize;

Siz gidin..Biz arkadan size yetişiriz.

Kamyonet yol almaya başladı.Bu babamı en son gördüm andı.

Akşamleyin bir ağacın yanında durduk.Şoför ;

-İnin .arabayı geri götüreceğim yarın kalabalıkla birlikte hareket edeceksiniz ve öğlene doğru sınırı geçeceksiniz.Fazla yük almayın.

Şoför bizi kalabalığın yanında bırakıp hızla geri gitti.Herkes yürüyordu.Bir yerde yorulduk ve oturduk Annemin dizine yattım .Uyandığımda Ayşe’nin annesi ve annem konuşuyordu.Bu kalabalığı bırakmayalım.Kalktık yürümeye devam ettik.Ellerimizde yuvarlak ekmek var.Su yok.

Öğlene doğru herkesin tel kafesle yapılmış üstü dikenli bir duvarın önünde durduğunu gördüm.Arkadan iteliyorlardı .Ama önden giden yoktu.

-Önce çocukları olan kadınlar,sonra yaşlılar geçecek.

Bir duvarın üstüne çıktık ve öbür taraf atladık.Karşı tarafta kalabalık yok.3-4 tane asker ellerinde silahlar var.Bize o tarafa gitmemizi söylüyorlardı.Hızlı hızlı yürüdük.Kocaman bir çadırın önünde durduk.Bir asker bir şeyler söylüyor ama hiç anlamıyordum..Derken masanın başında beyazlar içinde genç bir kadın geldi.yanında bizim gibi konuşan birisi.

-Adınız?nereden geliyorsunuz.?Kaç kişisiniz?Ayşe ve annesi bizimle mi? …..

Büyük çadırın diğer kapısından çıktık. Bir sürü demirden evler ve çadırlar bizi bir yere götürdüler ve bir demir evin kapısını açıp içeri koydular.

Uzun saçlı biri geldi.

-Bir kişi gelsin.

Ayşe’nin annesi gitti.

Biraz sonra elinde tencere ve taslarla yemek-ekmek su şişeleri ve birkaç giyecekle geldi.

-Bunları yiyin daha sonra giyecek-su ve bir şeyler almaya gideceğiz.

Aradan  2 ay geçti.Türklere bayağı alıştım.Birkaç kelime öğrendim.Kampta 200 kadar aile olduğunu söylüyorlar.Buna benzer daha birçok kamp varmış.Karşı kampla aramızda bir futbol sahası kadar mesafe var.Askerin birisi biz plastik bir top verdi.Karşı kamptaki çocuklarla karşılıklı maç yapıyoruz. Onlar 7 biz 6 kişi.Biz Ayşe’yi de aldık ve eşit olduk.

    Ben hızlı koşamıyorum.Ama en arkadayım.Arkadaşlarım bana güveniyor.Kalede Ayşe var.Maç başladı.Ben hem en geride güvence,hem kaleden önce son adam ve hem de Ayşe’yi koruyorum…..

   Bizimkiler gol atacak gibi herkes karşı kalenin önünde .Bir anda topun havadan bana doğru geldiğini gördüm.Fırladım Topa bir tekme vurup karşı kalenin önüne atmayı düşündüm.

   Karşıdan büyük bir toz bulutunun yükseldiğini aynı Suriye’de olduğu gibi kum fırtınası geldiğini gördüm.

Doğru topa saldırdım.Topu göremiyordum.Ama topa doğru koştuğumu biliyorum. Rüzgarın ve tozun etkisiyle top daha hızlı gidebilir yanımdan geçip kaleye girebilir Ayşe topu tutamaya bilir ve gol olursa biz yeniliriz...Belki bir dahaki sefer arkadaşlarım beni takıma bile almazlar.

Toz bulutunun içine daldım.Gözlerim yanıyor ,ağzıma burnuma toz giriyor.Bir an dengemi kaybettim ve yere kapaklandım.Hemen terliklerimi çıkardım ellerimin arasına aldım ve göğsüme yapıştırarak yere uzandım.

  Ağzımda bir şeyin hareket ettiğini hissettim.Gözümü açtım.Hacı Osman.Eliyle ağzımdaki çamuru çıkartıyor.Etrafa baktım .Büyük çadırın içinde yatakta yatıyorum.Kolumda serum var.Beyaz elbiseli bayan bana gülerek terlikleri artık bırakabileceğimi işaret ediyor.

Ellerimin arasında ve en son arabadan inerken  gördüğüm babamın bana aldığı terliklere baktım.Kollarımı gevşettim.onları yere bıraktım.Serum bitmişti.Su içtim .Yataktan imdim Terliklerimi giydim.Çadırın kapısına Ayşe’yi gördüm. Ona doğru yürümeye başladım. Arkama baktığımda babamın bana yatağın kenarında el salladığının hayalini gördüm. Betonun üstünde yürüdüm. ŞIPIDIK,ŞIPIDIK.ŞIPIDIK…..

Ayşe’ye sordum.

-Gol oldumu?