Başta siyasiler olmak üzere tüm üst yöneticiler ,bilim adamları ,askerler ve konuyla ilgili herkes en başta gelen düşüncesi;gelecekte insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duydukları gıdayı nasıl temin edecekleridir.

 

Toprak kazanmak ve bu topraklar için savaş vermek kan dökmek bütün mesele buradan elde edilecek ürünle  varlıklarını sürdürmektir işin özeti.

 

Diğer taraftan bu uğura verilen savaşta insan gücünün kaybı ve savaşıkaybetme ihtimalide zaman içinde savaşmadan bu işi nasıl çözümleneceğine kafayı yormaya sıra gelmiştir.

 

Bir tarladan birkaç ürün almak,değişik iklimsel ortamlar yaratarak birkaç ürün almak,seracılığın son gelişmelerini uygulamak birer çözüm olmakla beraber yetmemektedir.

 

Çünkü ortada işleyen fiziksel kural 1 e 2 dir .Yani matematiksel artış olan gıda 1-2-3-4-5-6-.. gibi artarken  geometriksel artış olan  yani 2-4-8-16-32-..ile yarışamamaktadır.Yetişmek içinde daha fazla güç ve efor harcamakta daha fazla  yatırımı ve teknoloji üretmek durumundadır.

 

Bu teknolojiler başta GDO lu ürünler olarak ortaya çıkarken topraksız tarım. Denizin dibinde seralar ve tarım,yer altında tarım ve çöl altında tarım olarak günümüzde  yavaş yavaş laboratuardan çıkıp uygulamaya konulmuştur.

 

Yine aynı şekilde hızlı büyüyen bitkilere ve ağaçlara diğer ağaçların kalemleri ve aşıları ile üretimde zamandan kazanılmaktadır.

 

Bir diğer konuda gıdaya yönelik tarımda hastalıklarla mücadele ve melezleme tohum-hibrit tohum gibi uygulamalar  dünyanın gıda ihtiyacını karşılamak için uygulamaya konan çözümlerdir.

 

Bu gelişmeler kendi içinde ürünleri de çeşitlendirmekte ekmek-tem bisküvi,kek,börek,mantı vb gibi ürün çeşitliliği ile beslenmeyi kal itelendirmekte veya şekillendirmektedir.

 

Ürün çeşitliliği ve buna bağlı olarak çeşitlendirilmiş yiyecekler beslenmenin önemli bir bölümünü kontrol altına alırken diğer taraftan KALİTELİ BESLENME gibi bir kavram devreye girmekte ve doymak ile beslenmek arasında bir çizgi çizmektedir.

 

Gıdada bugün en çok yapılan ve süreç içinde geldiğimiz noktada MODİFİYE gıda dediğimiz takviyeli gıdalar devreye girmektedir.Vitaminler,çeşitli madensel tuzlar,fermantasyonu etkileyen bakteriler veya çeşitli hormonlar neredeyse elimizdeki gıdayı ilaç haline getirmiştir.

Bu doymakla beslenmek arasındaki tartışmada en çok ileri sürülen tezat başlık olmaktadır.

 

1915  yılından berri yapılan bazı araştırmalar gıda sorununa çare ararken ekonomi piyasa ve buna bağlı olarak ta işletmecilik ve reklam dünyasının da işin içinde olduğunu ortaya koydu.Özellikle askerlerin peksimetlerinin bozulmaması ile cephede her an sıcak yemek bulabilme  büyük pazar olan orduların hep aradığı nokta olmuştur.

 

Uzay teknolojileri ve insanın uzay yolculuğuna hazırlandığı bu günlerde artık gıda tam bir ilaç  teknolojisiyle üretilen ürüne dönmüştür.

           

Bütün bunlar ın hepsibir araya toplanıp alttan yukarıya doğru dizildiğinde bu gelişim sürecine yeni bir kapının açılmakta olduğunu görürüz.

 

MODULER VE MODİFİYE ÜRÜNLER.İlk bakışta yap-sök oyuncağını andıran bu çağrışım artık Türk tüketicisine de ulaşmıştır.Bir kreme la şirketi aynı kutu içine kaşık yerine kraker koyarak her iki ürünü hem ayrı ayrı hem de bir arada satmakta bu iki ürün çikolata olarak modifiye edilmiş ürün olduğu gibi yanındaki parçayla da modüler olmaktadır.

Burada kremanın özelliği yanı sıra kaşık olarak kullanılan krakerin özelliği de önemli rol oynamaktadır.

 

Yine aynı şekilde birçok üründe ayrı ayrı moduler satılan gıdalar ana ürünle karıştırıldığı an tazeliği ve aktivasyonu canlı olmakta ortaya yüksek verimli ürünler çıkmaktadır.

 

Sonuç olarak gıda üretimi ve bağlı olarak gelinen tüketim sürecindeki bu durak taze,çeşitli ve müşterinin zevkine göre değişebilen ürünler sunmakta artan nüfus yetmezmiş gibi  sanki tüketimi hızlandırmaktadır!!!!..