Pek değerli dostlar bu hafta sizlerle biraz duygulardan, düşüncelerden bahsetmek istiyorum. Bendeniz Elhamdülillah Müslüman bir ailenin, Müslüman inancına sahip bir çocuğu olarak bu yaşıma kadar geldim. İbadetlerimi kendimce sürdürdüm. Cuma namazları ve bayram namazları dışında pek fazla camilerde, Müslümanların ibadet ettikleri mekanlarda bulunmadım. Cuma ve Bayram namazlarını da 25 Ocak 2024 tarihine kadar çokça kaçırdığımı söyleyebilirim.

 

Neden 25 Ocak diyorum?

Çünkü hayatımda bir milat diyebileceğim bir olay yaşandı.

10 Ocak 2024 yılında hayatımın en değerli varlığı, haklarını asla ödeyemeyeceğim canım annemi kaybettim. Acısı çok büyük oldu. Halen üzerimden atamadığım derin boşluklar var üzerimde. Bu derin boşluklarımı 25 Ocak’ta başladığım ve 2 Şubat’ta sonlanan Umre ziyaretimle doldurmaya çalıştım.

Bir insan annesini kaybettiğinde büyür derlerdi. Ne alakası var derdim. Çok alakası varmış. Kendimden öğrendim.

Umre ziyareti, Medine ve Ravza ziyaretleri ile başladık. İlk günden itibaren sabah, öğle, ikindi 5 vakit namaz kılmaya ibadet etmeye başladık. Bu kutsal mekanlarda namaz kılmak akli ve manevi yönümü çok güçlendirmeye başladı. Büyük mutluluklar duymaya, hazlar almaya başladım. Beni yakın zamanda yaşadığım büyük acılardan kolayca sıyrılmama sebep oldu. Mekke ve Kâbe ziyaretlerim ve yine bu kutsal yapıların içerisinde yaşadığım duyguların tarifi imkansızdı.

Yıllarca kendi ülkemde camilerden uzak durdum, ancak burası insanı her gün ısrarla davet ediyordu. O mekanlarda vakit geçirmek için çağırıyordu. Harem içinde sırt üzeri yayılsan yatsan bile kimse sana gelip hey hemşerim günah, yatılır mı cami de uyunur mu? der kızar, bağırır. Burası bir ev edasıyla yatanı, uyuyanı, yayılanı bir ibadet o kadar rahat yapılıyor ki hiçbir baskı yok. Üzerimde kendime dert edebileceğim hiçbir şeyi yaşamadım. Soru soran yok, karışan yok, yargılayan yok.

Türkiye’ye döndükten sonra namaz vakitlerini kaçırmamaya gayret ediyorum. Bugüne dek pek kaçırdığım söylenemez.

Evim dışında camilerde vakit geçirmek daha fazla motive edici. Hatta kendime birkaç motivasyon yöntemleri geliştirdim. Bir tanesi Yalova’daki tüm camilerde namaz kılmayı hedef edindim kendime. Her öğleni veya farklı bir zamanı farklı bir camiye gidiyorum. Hatta tik tok hesabımda her gittiğim farklı bir caminin 1 dakikalık kısa videosunu paylaşıyorum. İçerisi farklı tasarımlarda camiler var. Gerçekten çok etkili olanlar var. Çok temizler, düzenliler. Arap ülkesinde birçok camiye gittik. Oralar da düzenliydi ancak bizim camilerimiz çok daha güzel ve temizler. Gerçek bir ev gibi.

Her namazımda ölmüşlerime dualar ediyorum. Dostlarıma, arkadaşlarıma, aileme dualar ediyorum.

Beni fazlaca motive ediyor. Daha önceleri ben düzenli ibadete başladığımda dünya işleri aklıma gelmemeli sadece namazıma konsantre olmalıyım diye bir inançtaydım. Şu anda içinde bulunduğum konsantrasyon da aynen bu şekilde. Bu kutsal mekanlara girdiğim zaman dışarı da olan tüm yaşamı, iş düşüncelerimden sıyrılıyorum. Sadece manevi duygularımla, yitirdiğim insanlara bağışlarda bulunuyorum. Onlar için dualar ediyorum.

Evrene mesaj ver, olumlu mesaj ver olumlu olsun, derler bazı kesimler. Düşününce bir kubbenin altında ellerinizi gökyüzüne açıp evrene sürekli mesaj verdiğiniz bir mabettesiniz. Evrene vereceğiniz aileniz için sevdikleriniz için mesajlar bir gün sizlere olumlu olarak geri dönecektir.

Evrene mesaja mabedinde başlamanızı tavsiye ediyorum.

Sevgi saygı ile selamlıyorum.