Toplu taşıma aracı minibüsler, alabildiğine yolcu alıyordu eskiden şimdi sınırlama getirildi deniyor, ama aynı tas aynı hamam cinsinden görüntülere rastlıyoruz. Belli ki öğrenci, üniversite istikametine doğru yol alırken bindi. Boş yer vardı ve oturdu. Pencereden dışarı baktı, olmadı telefonuyla meşgul olmaya başladı. Üstelik kulaklıkları da takınca büsbütün koptu olaydan. Ayaktakiler arasında, elinde çantası olan, tutunmakta zorlanan yaşlıca bir teyzemizin sıkıntılı halini görmemek için gençler özel çaba içine girdiler, sanki körleştiler, sağırlaştılar. Umursamaz tavırlar üniversite yolunda hiç de hoş durmuyordu. Orta yaşlarda bir beyefendi siz buyurun oturun ayakta zorlanıyorsunuz diyerek yer verdi. Öğrencilerimizde ise tık yoktu yine. Pencere kenarında dışarıyı seyrederek veya telefona gömülerek, görmezden geldikleri ve esirgedikleri saygı ve asgari nezaket kurallarının bir gün kendileri içinde gerekli olacağını düşünmeden, alabildiğine bencil kalmaya yeminli gibiydiler.

Aklıma Yunus’un “ilim ilim bilmektir”… Diye başlayan mısraları geldi.

Bunca bilgi,  bunca okumak, bunca gayret okumanın manasına açılan bir kapı olamıyorsa, çocuğunu yanına oturtan anne veya baba,“nasıl olsa parasını verdim kimseyi tanımam” oturmak çocuğun hakkıdır dercesine, ayakta giden yaşlı veya engelli insanlardan yüz çeviriyorsa, körler ve sağırlar toplumu olmuşuz da haberimiz yokmuş derim ben de.

Trafikte 90’ lı yıllara mı döndük ne

Trafik kazaları bu bayramda ciddi kayıplara neden oldu. Yaklaşık 110 vefat. Yaralılar ise 600 civarında.Sadece dört günlük bilanço bu.

Eğitim seviyesi, yolların gelişmiş ve bakımlı oluşu, araçların yüksek modelleri, trafik bilincinin yerleşmiş olduğu kanaati uyandırmıştı bende. Gelin görün ki vaziyet hiç de öyle değilmiş meğer. Endüstriyel gelişmişlikle ahlaki olgunluk arasında doğru orantı arayanlar, çok beklersiniz.

Tarihin tekerrür mü ediyor ne?

Ciddi bir fitne ve ifsat hali

Hiç yoktan insan canına kasteden canilere karşı, ırz ve namusa musallat olan kirli ve rezil niyetlere karşı, taciz ve tecavüz vakalarının sıradanlaşması tehlikesine karşı, yolsuz ve arsız ambar farelerine karşı, ciddi ve sürdürülebilir bir eylem planı mutlaka uygulanıyordur diye düşünüyorum.

Ancak ne kadar etkili ve yeterli olduğu konusunda kaygılarım var. İyiliğin medeniyet, dürüstlüğün şahsiyet, imkânların emanet olarak görüldüğü bir anlayış ve inanışın harcanmasına göz yummak felakettir. Zira toplum gemisi su almaya başladığında geç kalmışlığın hüznüne türkü yakmak çare olmayabilir.

Trump‘un yüzünü görmekten gına geldi.

Haberlere her bakışımda bir Tump portresi görmekten mutsuzum. Gördüğünüz surat size negatif bir enerji yüklemesi yapıyor. Jest ve mimikler ise evlere şenlik. Âcizane tavsiyem hem kendi ruh sağlığınız hem de çocuklarınızın sağlıklı gelişimi için Tump resimlerine bakmama perhizi yapın.