60’lı yıllarda Anadolu’nun dört bir köşesine yapılmaya başlayan tek sınıflı köy ilkokulları uzun süre Lise mezunu vekil öğretmenlerle eğitim-öğretimini sürdürdü. 70’li yıllar ise hemen hemen tüm köy okullarına öğretmenler atanmış ve Anadolu’nun dört bir yanında büyük bir eğitim seferberliği başlamıştı.

Bizler 70’li yıllarda Anadolu’nun bozkırlarında göreve başlayan çok şanslı öğretmenlerdeniz.

Beş sınıfın bir arada okuduğu 70-80 kişilik öğrencilerle mutlu ama amansız bir mücadelenin içinde bulmuştuk kendimizi.

Benim köyümde ortaokula birkaç erkek öğrenci giderdi. Kız öğrencilerin ortaokula gitme hayalleri bile yoktu. O yıllarda göreve başlayan öğretmenler olarak bizler karanlık bir dünyayı aydınlatmak için tüm gücümüzle gece gündüz çalıştık. Sobaları yaktık, sınıfı boyadık, temizledik. Tuvaletlere helkelerle su taşıdık. Okuma yazma bilmeyen genç kadın ve erkeklere ayrı ayrı gruplar halinde okuma yazma öğrettik. Hasta olan cennet güllerimizi sağlık ocağına kavuşturmak için saatlerce sırtımızda taşırdık. Tüm bu çalışmaları yaparken hiçbir gün maaşımızı sormadık, sorgulamadık. Hiçbir şeyden şikâyet etmedik.

O günlerde Anadolu’nun karanlığına yaktığımız o umut ışıkları çoğaldı, yıldızlara dönüştü.

Şimdi o günlerde ortaokula gitme hayali bile olmayan bu öğrencilerin çocuklarının ülkenin en iyi üniversitelerinde okuduklarını gördükçe mesleğimle ve meslektaşlarımla gurur duyuyorum.

Sosyal medyada “Eğitimden iyi örnekler” platformunda yeni nesil öğretmenlerin bütün paylaşımlarının ücret üzerinden olması beni çok fazla üzüyor.

Bütün hayallerinin alacağı ücret üzerine kurulmuş bu öğretmenlerin öğrencilerine gelecek ile ilgili verebileceği hiçbir hayalin olmadığını düşünüyorum.

70’li yıllarda göreve başlayan bizim kuşağın hayalleri ve umutları vardı. Biz onları gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Bizim kuşakta öğretmenlik maaş karşılığı yapılacak bir meslek değildi. Bizler için öğretmenlik gönül işiydi..

Bizim için öğretmenlik umuttu, geçmişti, gelecekti, sevgiydi, tarihti, memleketti, bayraktı, özgürlüktü, Çanakkale’ydi, Mustafa Kemal ATATÜRK’tü.

Bu değerlerle mesleğini yaşayıp, yaşatanlara ve mesleğini gönülden ve sevgiyle yapanlara selam olsun.