Hayatımızda öteye gitmeyen bekleyişlerimiz oluyor çoğu zaman. Kendimize, yaşamımıza ve  duygularımıza yön verebilmek adına canla başla savaşıyoruz içimizdeki duygularla. Fakat çoğu zaman takılıp kalıyoruz. Ayaklarımızın altında mendiller dolaşıyor gördüğümüz ya da görmediğimiz. Basmaya tedirgin olduğumuz, nice şeyler yazılı mendillerde. Üzerine basıp kirletmekten korkuyoruz. Hayatı özenle yaşamak deniyor buna.

Peki her şeyde böyle olabilmek adına ne derece çaba sarf ediyoruz?

Ömrümüzde ne kadar zamanımız kaldı bilmiyoruz. Oyalanıyoruz hiç ölmeyecekmiş gibi birçok şeye  hatta bazen kendi iç dünyamıza geç kalmaya devam ediyoruz. Ürkek kalplerimizi birine emanet etmeye cesaret edemiyoruz.

Hayat çok kısa…

Zannettiğimizden bile kısa…

Hayatımıza keşkeler biriktirmemek  için yapmak istediğimizi şimdi yapmalı. Şimdi uygulamalı yüreğimize iyi gelecek telkinleri. Şimdi söylemeli sevdiğimizi. Şimdi sevdiklerimizi mutlu etmeli.. Neden bekleriz ki ya da neyi bekleriz?

İmkansızlıkları mı? 

İnsan hep olmayanı ister. İmkansızı istiyoruz hep. Elimizde olanlarla yetinmek biraz zor geliyor öyle değil mi?

Hatta elimizde olan nimetlerin kıymetini bilmiyoruz sanki.

Aslında biraz düşünsek, kararlı olabilsek evrenin bize sunduğu güzellikleri fark edebilmek adına birazcık kararlı olsak. Hayatının değiştiğini orada göreceksin.

Hayat, bazen hangi soruların geleceğini ve buna dayalı hangi şıkları işaretleyeceğimizi bilmediğimiz çoktan seçmeli sınav gibidir. Tedirginlikler ve korkular biriktiriyoruz yarınlara.

Korkularla mücadele etme yolu yine kendimizden geçiyor. Elbette istişare yaparız, atalarımızın ‘’Bin bilsen de bir bilene danış’’ sözünü uygulamaya koyuluruz hayatın çoğu noktasında. Lakin hangi birini uyguluyoruz?

Kalp gözümüz ne derece açık?

Zihnimiz rahat mı ?

Kalbin gözü, zihninizden dökülen düşüncelerdir. Belki yaşam telaşımızın arasında sağlam sükunete bürünüyor dilimiz…

Dile gelmiyor düşünceleriniz…

Belki de korkuyoruz aslında...

Söylemeye, söyleyebilmeye ..

Aslında yüreğimizin dile gelmiş hali bize iyi gelecek olandır. Yüreğimizde biriktirdiklerimizi hayata geçirmek…

Her  güzel şey iradeyle başlar, mücadeleyle devam eder, başarıyla sonlanır. Sona yaklaşan her başarı, yeni bir başarıyı doğurur. Yine seçim bize kalıyor. En son kararı yine biz veriyoruz.

İçimizdeki engel olamadığımız duygular buna yönlendiriyor bizi. Öyleyse duygunu sonuna kadar sorgulamalı belki de.Amaç doğruyu seçmekse doğruya yönelmek doğru yolda doğru şekilde sağlam adımlarla yürümekse..

Ayaklarımız nasır tutsa bile,yere sağlam basabilme çabasında.Dimdik durabilmek adına hayatın karşısında.Sağlam fikirlerle, sağlam basabilmeli yere yaşam serüveninde…O noktada her şeyin sana güzel aktığını göreceksin..

Gönüllerimiz tam bir duygu ziyafeti..Bazen geleceğe bir dilek bazen geçmişe bir özlem birikiyor sol yanımızda. O anda kendi içimizde bir anlaşma imzalıyoruz hayatla adeta..İçimizin en derinlerinde sarıp sarmaladığımız, hep saklı tuttuğumuz düşüncelerimizi, hislerimizi döküyoruz ortaya. Sessizce,ama gönlümüzce..