Hepimizin hayata karşı bir duruşu var. En başta da kendimize ve yüreğimize karşı. Duygularımızın ölçüsünde yaşıyoruz çünkü.

Sol yanının verdiği komutu uyguluyorsun o komuta göre şekilleniyorsun.

Yalnız bir de hayata karşı seçimlerimiz var.

Yüreğinin ölçüsünde yaşarken, bazen de kendi seçimlerimiz doğrultusunda gerçekleşiyor bazı şeyler. Hayat, ne şekilde gidersek o şekilde karşılıyor bizi. Yüreğimize de ne şekilde gidersek o duyguların sonucunu yaşıyoruz. Kabullendiğimiz ve kabullenemediğimiz sonuçlar. Örneğin, hayatımızdan bir şeylerin ya da birilerinin gitmesi gerekiyorsa önünde durmamız olası bir hata.

Çünkü hayat giden şeylerin yerinin dolmasıyla şekilleniyor.

Hayatına koyduğun insanlar ve hayatından çıkardığın insanlar ile bir bütün halinde yaşıyorsun. Gidenler tecrübe bırakıyor, kalanlar güç oluyor. Hayat da insanlar da hep bir şeyler öğretiyor. Elinden gelen dilinden gelmiyor. Bazen dilinden gelense, hayatına ölçüsüz eylemler bırakıyor. Kısacası hepimiz eylemlerimiz ile var oluyoruz.