Önce bir sessizlik hakim olur.

Sokaklarda pek siyasi göremeyiz gibime geliyor.

Vefa Salman bir başka uyanır…Belki kahvaltı bile canı çekmez.

Muharrem İnce, Yalova’da olursa Elmalık’dan şehre inmez..

Özcan Özel’de aynı olur…

Bende…

Tüm laikler…Atatürk’çüler….Hepimiz..

 

Yusuf Ziya Öztabak…

İlk defa sabah namazına farklı duygularla kalkar…

Bayramlıklarını giyip kahvaltıya öyle oturur.

Tüm ailesi şaşırır belki !

Fikri Demirel ; uykusuz gecelerin aksine,intikam alırcasına ,öğlene kadar uyumaya niyetlenir sabah namazından sonra.

Ama heyecandan gözüne uyku girmez.

Sanır ki, bir haftadır yataktan çıkmamış gibi…

 

Salman-İnce-Özel arasında telefon trafiği hızlanır..

Konuştukça uykuları daha bir açılır..

Üçlünün aralarındaki telefon konuşmalarında sık sık :”Takma kafana..”… “Bir şey olmaz…”…”Hiçbir şey olmamış gibi davranacağız..” gibi cümleler tekrarlanır…Ama yüzlerinde endişenin izleri de yok değildir hani…

 

Öztabak kahvaltıdan hemen sonra , sayın milletvekilini arar ve tebrik eder.

” Sayenizde efendim” der..

Tüm atanmış bürokratlarımız , sanki sıraya girmişler gibi teker teker arar sayın milletvekillerini…Hepsinin konuşmaları da ; ” Ne demek efendim ? Sizin sayenizde..Emirlerinizi bekleriz efendim..”Kısa cümleleri ile sonuçlanır.

 

Roman mahallesinin davul-zurnacıları ..”Evet’çisi”…”Hayır’cısı…” Sabahın köründe kalkarlar yataklarından. Zurnalar temizlenir…Davullar yağlanır…

Bayramlıklar çıkarılır….

Alayı AKP il ve ilçe merkezlerinin önünde mesailerine non-stop başlarlar….

Kimin eli daha çok öpülüyorsa; onun etrafından ayrılmazlar.

Malum konu ALATURA meselesi..

Ne kadar alatura; akşama o kadar rakı-mangal…..

 

İnce-Salman-Özel üçlüsü telefonlarını sessize alırlar…

TV’lerin başına geçerler….

Kılıçdaroğlu’nun ekranda her görüldüğünde içlerinden geçeni ben gözlerinden anlarım..

Üçününde eşleri;” Kahve alırmısın bey ?” dediklerinde, cevaplamak bile içlerinden gelmez…

Sanki bir numara ile büyük ikramiyeyi kaçırmış piyangozedeler gibi bir haldedirler…..

 

Salman ilk defa, kendisini almaya gelen makam arabasına başı önünde biner…

Koşturarak gittiği makamına , bu sefer istemeye istemeye gider bir haldedir.

İçeri girdiğinde belediye binasında bir sessizlik hakimdir.

Herkesin suratından düşen bin parçadır.

İçten içe gülenler hariç tabii ki….

 

 

Alt kadro AKP’liler sahile çıkarlar…

Sanki her biri Erdoğan’dır…

AKP önünde sıralar oluşmaya başlamıştır bile…Kayıt olmak isteyen isteyene…

Referandumun haftasına kalmadan , ülkenin % 78’i Ak partili olmuştur…Oysa belki de EVET oyları sadece % 52 civarında iken daha bir hafta öncesinde…..

Normal tabii ki..

Biz hepimiz bir gün de HRANT DİNK olmamışmıydık ?…

Alayımız , % 100’ümüz , yıllardır Aziz Nesin’in % 40’ının içine sığmaya uğraşmıyormuyduk ? Varsın şimdi de hepimiz doğuştan AKP’li olalım…

 

Karşı komşum TARIK ÖZ bana hep fırın sütlaç ikram ederdi…

Nedense bugünlerde, ha babam SOĞUK SU ikram ediyor ?….

Bir şey mi demek istiyor acaba ?

 

Vatandaş mı?

Onlar hala farkında değiller gibi bir halde olurlar..

Buzhane balığı gibi veya akvaryum balığı gibi , birbirlerine boş boş bakarak günü geçirirler…

 

AMAAAAA…..

Ya aksi olursa ?

Ya yüce milletimiz “Durun bakalım HAYIR ! “derse ?…

Salman hemen Muharrem hocasına koşar belki de.. Öyle ya erken seçim gündeme gelebilir…..

Oysa Muharrem hocası çoktan Ankara’ya genel merkez yoluna çıkmış olabilir….

Özel’de laci veya siyah takım elbise siparişi için belki de terzi Metin’in dükkanına varmıştır bile…Olur ya; bakarsın genel seçim olur….Bakarsın İnce Ankara’dan vekil olurda, Özel de Yalova’dan  !...Olur mu olur….