Binlerce yıldır, binlerce can vererek kendimize yurt edindiğimiz bu kutsal topraklarda tarihin her döneminde insana, insanlığa, barışa, huzura adalete ve kardeşliğe dair ne kadar değer varsa tamamını içerisinde bulunduran birçok medeniyetin kurmasına ve insanlığa örnek olmasına neden olmuştur.

Irkı, dini, dili ne olursa olsun yurtlarından kaçmak zorunda kalan milyonlarca insan tarihin her döneminde Anadolu’ya sığınmıştır.

Bu aziz millet tarihin her döneminde kendisine sığınan bu insanları kucaklamış, onlarla aşını, ekmeğini ve kaderini paylaşmıştır.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ‘’Ya İstiklal Ya Ölüm’’ parolası ile başlattığı ve zaferle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı ise birçok mazlum ve esaret altında yaşayan milletlere örnek olmuş ve bu mücadeleden aldıkları güçle bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır.

Tüm zaman dilimlerinde ülkemiz her alanda bir kalkınma hamlesi yapmaya kalktığında Batılı emperyalist devletler tarafından önü kesilmeye çalışılmış, milletimiz bu süreçlerde darbelere, ambargolara ve terör örgütlerinin saldırılarıyla karşı karşıya kalmıştır.

Son yirmi yılda ülkemizin kalkınma hamlesinde gösterdiği gelişmeler, Türk-İslam Coğrafyasındaki artan etkisi sömürücü vampirleri iyice korkutmuş ve tüm güçleriyle içteki işbirlikçilerini de harekete geçirerek üzerimize saldırmışlardır.

Son aylarda dolar kuru üzerinden son kozlarını da devreye sokan bu güçler, ekonomimize büyük bir savaş açmışlardır.

Ancak bu ekonomik savaş kendine ve liderine inanan ve güvenen aziz milletimizin kararlı tutumu sayesinde bu karanlık güçler yine amaçlarına ulaşamamışlardır.

Enerji üretiminde ve ihracatta tarihi rekorların kırıldığı, cari açığın azaldığı, ülke genelinde son yirmi yılda alt yapının tamamlandığı, büyümede tarihi rekorların kırıldığı bugünlerde ülkemiz her zamankinden çok daha güçlü olarak yeni bir yıla girmeye hazırlanmaktadır.

Bu zaman zarfında eğitimde, sağlıkta, ulaşımda ve güvenlikte büyük atılımlar yapılmış, 40 yıllık PKK terör örgütüne diz çöktürülmüş, Suriye’de, Libya’da, Mavi Vatan’da, Ege‘de, Karabağ’da ve Kıbrıs’ta oynanan oyunlar bozulmuştur.

Savunma sanayinde ilk kez % 85 yerlilik oranına ulaşılmış, ürettiğimiz silahları almak için birçok devlet sıraya girmiştir.

1960’ta Devrim’in, 1970’li yıllarda Anadol’un önünü kesenler, bu sefer yerli otomobilimiz TOOG’u engelleyememişlerdir.

Artık Türkiye bölgesinde ve ülkesinde kararlı, güçlü ve oyun kuran bir dünya devleti haline gelmiştir.

Her şeye rağmen kazançları itibarı ile 2021 yılı Türk tarihine altın harflerle yazılacaktır.

Türkiye son tehlikeli virajı tüm engellemelere rağmen artık geride bırakmıştır. Önümüzde 2022 ile başlayacak ve sonsuzluğa kadar devam edecek aydınlık bir yol vardır.

Her koşulda ve her zaman amasız, fakatsız devletinin yanında olan aziz Türk Milleti’ni saygıyla selamlıyorum.

2022 yılının Türk milletine ve tüm insanlığa barış, huzur, kardeşlik, refah ve mutluluk getirmesini diliyorum.