Hayatın kaynağı olarak ateş, insanlığın en büyük keşiflerinden biri ve tartışmasız hayatımızı en fazla etkilen buluştur. Hayatımızı kolaylaştıran bu buluş beraberinde bazı tehlikeleri de getirmiştir. Başlarda kontrol dışına çıkmış ateşin getirdiği tehlike sadece ısıydı ancak uygarlıkta ilerleme ve nüfusun artmasıyla insanların yaşam alanları değişti , evlerin yapıları, tavan yükseklikleri, yalıtım malzemeleri ve havalandırma sistemleri ciddi değişimlere uğradı ve tehlikelerin sayısı ve çeşidi de o oranda çoğaldı.Son yüzyılda yangınlarda ortaya çıkan toksik duman yangına maruz kalan  kurbanlar için büyük bir tehdit halini aldı.

 

Sıklıkla meydana gelen yangın kaynaklı ölümlerin temel nedeni nedir ? Yangın bizi nasıl öldürüyor , canlıları öldüren yangının çıkardığı duman -dumanın içindeki gazlar mı- yoksa  yangın sebebi ile ortaya çıkan ısıya maruz kalmak mı? Sorularına cevap aslında ilginç; duman dünyadaki yangından kaynaklı ölümlerilk sırayı oluşturan nedendir. Ayrıca duman yayılımı binalarda meydana gelen yangınların toplam % 75'inden sorumludur , Yangın toksisitesinin hemen hemen herkes için ölüm nedeni olduğu birçok büyük yangın kazası meydana gelmiştir.Ülkemizde ciddi bir istatistik yok ancak  ABD ve İngiltere'de geçmiş on yıl boyunca yangın kayıplarının istatistiksel değerlendirmelerine bakarsak, yangın toksisitesinin yangın kurbanları için en önemli ölüm nedeninin olduğunu görebiliriz. Duman derken ; CO – karbonmonoksit -   ve ahşap bazlı yangın yan ürünü olan C3H4O alhedit-akrolein'in ana ölümcül duman bileşenidir.

 

 Yangın güvenliği mühendisliğinin ilerlemesinin bu aşamasında ; toksik tehlikeleri ölçmek ve ölçmek için etkili yöntemlere duyulan ihtiyaç çok önemlidir.Yangın bilimi, değişen modern yaşam tarzımızın güvenli bir şekilde çeşitli konularını çözmektedir.Yangın biliminin asıl amacı, daha güvenli bir ortam sağlamak ve bu amaca ulaşabilecek pratik çözümler üretmek için bilimsel kanıtlar kullanarak kayıpları azaltmaktır.

 

Yangınları incelemenin en büyük zorluklarından biri, yangınların rastlantısallığıdır.Yanma deneyleri çoğunlukla, hedeflenen uygulama ve yakıta bağlı olarak performansın iyileştirilmesi için önceden tasarlanmış sistemler için geçerlidir.Yangın deneylerine bağlı çalışmalar ile yangını anlamayı mükemmelleştirilecek ama mutlak rastgelelik için tasarlanmış hiçbir sistem mevcut değildir . Yangın biliminin başlıca görevi, farklı koşullardaki yangın gelişimini anlamak ve farklı aşamalardaki tehlikeleri değerlendirmektir.Sonrasında da  bu tehlikeleri kabul edilebilir düzeylere taşıyabilecek pratik çözüm önermek.

Yanma ile ilgili olarak yapılan temel çalışmalar – deneyler , yangını anlamak için önemli bazı kuralları  belirlememizi sağlar . Bu temel kurallar daha sonra yangın daha karmaşıkdeneyleri ve araştırmalarıanlamak üzere geliştirilebilir.

 

 

 

 

 

 

Yangın ölümlerinin çoğunluğu binalar içinde (% 75'den fazla) meydana gelir.

Kapalı bina yangınları genellikle küçük bir ateş ve küçük bir yangınla başlar, daha sonra daha fazla ısı ve duman oluşarak yangın ilerlemeye başlar. Başlangıç aşaması denilen erken aşamada, yakıt az olduğu için yangın çok büyük değildir.Sonra yakıt türü ve havalandırma koşullarına bağlı olarak yangın yavaş veya hızlı bir şekilde büyür.

 

 

 

 

 

 

Türüne ve ortama göre yangın  bazen çok uzun bir büyüme periyodu gösterebilir ve yüksek alevli bir ateş genellikle flashover yaşadıktan sonra tamamen gelişmiş bir yangına dönüşür.Flashover, büyüme dönemi ile tamamen gelişen yangın sahnesi arasındaki geçiştir.  Flashover, "basit bir yangın durumundan toplam yüzey yangınına geçiş" olarak ta adlandırılır. Flashover da tavan sıcaklığının 500 - 600 ˚C olduğu , bölmenin zemin seviyesindeki radyasyonun 15 - 20 kW/m2'ye ulaştığı görülür.

 

 

Macintosh HD:Users:fikretkir:Desktop:Ekran Resmi 2017-10-06 12.30.41.png

 

 

Flashover sonrasıyangında ısı salınım hızı doruklara çıktığından ve çoğunlukla oksijenininmiktarına bağlı olarak yangın büyüklüğününolduğu bir evrededir, bu aslında havalandırma - hava kontrollü bir yangındır.

Yanmamış gazlar tipik olarak bu aşamada tavan seviyesinde birikir.Bu sıcak (700-1200 ˚C) yanmamış gazlar genişledikçe ve yayıldıkça alev dilleri oluştururlar. Bu aşamada, toksik ürünlerin çokluğu genellikle yakıtla kontrol edilen yangın koşullarında olduğundan daha fazladır. Yangın yüklerinin , yanmamış gazların  çoğu, tamamen tüketilmektedir.Yakıt tüketilirken ısı salınım hızı düşer ve yangınyavaşlama evresine girer.Tipik olarak bu evrede yangın, havalandırma kontrollü bir yangından yakıt kontrollü bir yangına dönüşür.Toksisite gazların en yoğun olduğu dönem flashover ‘a kadar olan dönem ile Decay – Yavaşlama  dönemi başladığından sonraki dönemdir.

 

Yangından kaynaklanan zehirli ürünler 1970'li ve 1980'li yıllarda yangın kurbanları için büyük bir tehdit olarak görülmeye başlandı ve yangın bilimi ile ilgilenenlerin bu tehlikeyi incelemesi ve analiz etmesininönemi oluştu.Bu önemin nedeni , yangın kurbanlarının büyük çoğunluğunun toksik duman soluyarak ölümüyle sonuçlanan yangın afetleriydi.Yangın ölümleri ile ilgili yapılan  istatistiksel incelemeler, yangın ölümlerinde duman ve toksik etkilerin fazlalığını da kesinleştirmiştir.

 

Dünya ve ülke tarihindeki bazı facialar ki en çok iz bırkanları ; 1980 yılında Suudi Arabistan havayolarınaait bir uçakta meydana gelen yangında 163 kişi hayatını kaybetti ve bu kayıplar toksik duman nedeni ile oluştuğu anlaşılan facia.

Yine 22 Ağustos 1985'de Boeing 737-236,  havaalanında yana uçakta 54 kişi hayatını kaybetti , olay sonrası raporlarda bu kayıpların temel nedeni uçak içerisindeki atmosferde hızlı toksik gaz yayılımı olduğu belirtilen faciadır.

Yakın zamanda ülkemizde ; Adana’nın Aladağ ilçesinde 11’i öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği kız yurdu yangınının ölümlerin toksik gaz zehirlenmesi sonucu olduğu anlaşıldı.

Yine hepimizin hatırladığı ; Bölücü terör örgütü PKK 13 Mart 1999 da İstanbul Mavi çarşı ya Molotof koktelli bir terör saldırısı düzenledi.Teröristler, çarşının içindeki iş yerlerinin vitrinlere de molotof kokteyli attı. Çıkan alevler bir anda binayı sardı. Yangın merdiveni bulunmayan çarşıdaki yangının büyümesi sonucu çıkan yangında 10 kişi yoğun duman sebebiyle zehirlenerek hayatını kaybettiği facialar yangın toksitisesinin neden olduğu iz bırakan yangın olaylarıdır.

 

Bildiğimiz üzere ülkemizde TUİK tarafından bir yangın istatistiği verileri tutulmamaktadır. Tam olarak ülkemizde yangınlar için sonuç verilere sahip değiliz . Ancak ilgiltere de yayınlanmış olan istatistikleri baz alırsak ,  ölümlerin% 41'i duman solunumu ile olduğunu ve yaralanmaların% 46'sı (ilk yardım ve ihtiyati muayene hariç) Şekil 'de gösterildiği gibi duman teneffüsüyle oluştuğunu görebiliriz. Benzer bulgular, ABD Yangın İdaresi tarafından açıklanan veriler ile değerlendirildiğinde Konut binalarındaki yangın ölümlerinin% 39'unda duman teneffüsünün en önemli neden olduğunu, duman soluma nedeni ile yangın yaralanmalarınınise % 46 olduğunu görmekteyiz.

 

 

 

 

 

VERİLER İNGİLTERE DCLG 2016

 

 

 

 

VERİLER US FEMA 2016

 

 

 

 

 

 

 

İstatistiksel verilere bakıldığında son yıllarda duman toksisitesi tarafından ölümlerin arrtığı görülmektedir. Asında gerek yangın önleme ve korunmada meydana gelen bilimsel yenilikler ve gerekse  itfaiyenin farkındalığının , itfaiye hizmetlerinin daha modern ve teknolojik olmasına rağmen meydana gelen bu artışın "istatistiksel anomali" olarak düşünülebilir.

Bu bir anomali değil aslında bu artışın olduğu bir realite olarak önümüzde duruyor , duman toksisitesi sebebi ile ölümlerin artmasının birkaç sebebi vardır.

İlk olarak  binalarda artık kompleks materyallerin kompleks yanma emisyonları üreten polimerlerin ve daha bir çok petrol tabanlı ürünlerin kullanılmasıdır.

İkincisi ise  modern mimaride enerjinin etkin verimli kullanıldığı bina tasarımlarının yapılmasıdır , daha küçük odaları ve daha düşük tavan yükseklikleri gibi tasarımlar ise minumum enerji ile maksimum ısınma – enerji kullanımı sağlanmak istenmektedir.

Yine  günümüz mimari tasarımlarındaki havalandırma kısıtlamaları yangının yayılmasınıengellemekle beraber de yanma sürecini zorlaştırır ve yanmaya hazır toksik gaz ürünlerinin çokluğunumeydana getiriri.

Yapılı çevrelerdeki mobilya miktarındaki artış (yangın yükleri), mobilya tefrişat ta kullanılan malzemelerin içerikleri ve malzeme bileşimi gibi unsurlar toksik dumanın temel nedenidir.

Bu faktörlere dayanarak, yangın toksisitesi araştırma ile ilgili belirli yönergeler izlenmelidir.

İlk olarak, binalarımızda kullandığımız farklı malzemelerin toksisitepotansiyelini anlamalı ve ölçmeliyiz . Bu malzemelerin toksisite üretme düzeylerinin yangın bölmesinde azaltılmasına olanak tanıyan uygun modeller geliştirmeliyiz. Kullanılan her malzemenin ne kadar toksik ürün üreteceğini belirlemeliyiz. Böylece insanların zararlı olmayan seviyelere toksisiteye maruz kalmasını sağlayacak duman kontrol önlemleri alabiliriz.

İkinci olarak ise daha yavaş bir yanma oranı ve düşük toksik  üreten daha doğal  ve  doğası gereği daha güvenli materyalleri ürünleri geliştirmeye yönelik ürünler üretmeye yönelik çalışmalar yapmalıyız.

 

Yangının yan ürünü olarak ortaya çıkan zehirli türlerin bileşimi çok karmaşık olabilir ve her bileşenin insanlar üzerinde farklı etkileri vardır. Yangından kaynaklı toksisite değerlendirmesi için ilave modeller , ölüm eşik sınırları gibi , bilinç kaybı sınırları ve minumum etkilenme sınırları gibi değerleri tespit edebilecek bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Ancak ucuz malzeme üretmek için  kompleks ve karmaşık mataryel bileşimleri bu çalışmaları çok zor bir hale getirmektedir.

 

Yangında ciddi bir öldürücü etken olan duman ve dumanla beraber duman toksisitesinin etkilerini azalmak uzun süreli disiplinli bir çalışma sonucu en aza indirgenebilir.Her bir yaşanabilir yapılı çevre için tüm tasarım modelleri göz önüne alınarak her bir tasarım için yangın güvenliği risk yönetimi  tasarımı da yapılmalıdır. Yapılan yangın güvenlik tasarımı sürdürülebilir olarak yönetilmelidir.

 

Kaynaklar ; Conference University Of  Leeds verileri , NFPA verileri , FEMA verileri , DCLG verileri , internet haberleri , Anomin bilgiler.