Dünyanın neresinde olsan yine çocuksun,

İster Suriye’de ister Yemen’de ister Filistin’de ister Ukrayna’da...

Evinden, şehrinden, ülkenden uzakta, minicik ayaklarına yüklenen yükle, sana barış içinde, huzur içinde bir dünya sunamamış büyüklerin olarak çok üzgünüz...

Bir elinde çikolata, diğer elinde oyuncağın olsa da ağlıyorsun.

Ağlıyorsun çünkü savaşın yükü senin üzerine binmiş.

Geride bıraktığın sıcacık yuvanı, oyun oynadığın parkını dönüşte büyük ihtimalle bulamayabilirsin.

Savaşın bitmek bilmeyen vahşi yönü ile silah tüccarları senin gözyaşlarınla beslenecek, ama sen ağlamana devam et. Belki vicdanlı insanlar seni duyarlar.

Senin yorgun düşmüş bedeninin yürümek için verdiği mücadeleni ve ağlayışının videosunu koyamadım, çünkü yüreğimi yaraladı.

Olsun bu fotoğrafında ağlayışının tüm yankılanması ile tüm dünyaya haykırıyorsun.

Diyorsun ki "İnsanlık için barışa ve dostluğa bir an önce ulaşılsın".

Nerede olursa olsun savaşlar olmasın, dünyayı gelecek olan baharın mis gibi kokusu sarsın. Barut ve ateş kokusu değil...

Diyorsun ki benim hayal dünyamda bombalar yok, kavgalar yok, savaşlar yok...

Dünya çocukları olarak yeni dünya düzeni belki de senin ağlayışının yüreklere vereceği vicdan azabı ile barışın hâkim olmasını sağlayacak.

Kim bilir öyle bir dünya ne kadar yakın ne kadar uzak...

Ümit ediyorum ki büyüklerine verdiğin ses yankısını bulur ve barış çiçekleri açar….