Öyle bir çağda yaşıyoruz ki maalesef kul hakkı, helal-haram, dürüstlük, doğruluk, erdem kelimeleri adeta anlamını yitirmiş durumda. Çalışmadan, kolay yoluyla köşeyi dönmek adeta meziyet halini almış. Bireysel olarak da bu yaklaşım o kadar toplumda geçerli olmuş ki adeta çalışmak ayıp. Alın teri dökmeden, yorulmadan başkasının hakkını adeta gasp etmek moda olmuş. Bu kirlilik nasıl oldu, nasıl kabul edilir oldu hala anlayabilmiş değilim. Büyüklerimiz “Kalp gözü” ifadesini anlayacaklardır. Şimdiki neslin bunu anlayabileceğini hiç ümit etmiyorum. Maalesef, bir gidişat var ama tamamıyla sanal ve tamamıyla merkeze egoyu koymuş, kişisel hırslarını koymuş.                                                                  

Yedisinde bu yaklaşım var 77’sinde de. Bir nesil elimizden kayıp giderken, gün geçiyor adeta beynimizden vurulmuşa dönüyoruz. Bir dokunsak adeta patlamaya hazır barut fıçısı gibi büyük bir olayın içerisinde buluveriyoruz. İnsanlık, pek çok zaman sınıfta kalıyor.                                                 

Sokakta, pazarda bu zam yapma adeti geleli beri dikiş tutmaz hal aldı. Domino taşı gibi zam gelip yine bizi buluyor. Bir yerlerde bir sıkıntı var. Yanlış giden bir şeyler var. Üretim maliyeti içerisinde işçilik oranı yüzde 10-20 olan sektörler bile asgari ücrete yapılan zammın karşısında daha işçinin cebine para girmeden ürünlerine yüzde 60-70 zam yapan iş insanları, sizleri tarih affetmeyecektir.               

Devletimiz Şubat 2023 depremleri sonrası adeta tüm varlığını ve gücünü bölgeye yoğunlaştırmış iken, 400 binin üzerinde konut yapılıyorken, aynı zamanda okul, resmi daireler, sosyal donatılar, yollar derken çok büyük bir yükün altına girmiş iken, bunun yanında; çalışan memura, işçiye, emekliye rekor bir zam verilmiş iken hala emekliler üzerinden bir kirli oyun sergileniyor.                                             

Devlet, yapabileceğinin maksimumunu yapıyor ve yapmaya da çalışıyor. Ne olur, biraz kalp gözünüzü açarak bakınız. Ülkemizde meydana gelen şubat depremleri bir Avrupa ülkesinde olsaydı, ortada ne devlet kalırdı ne de asayiş.                                                                                                                                           

2024 yerel seçimleri ön propagandası kokan bu yaklaşımları kabul etmiyorum. Emeklilere verilenlerde reel olarak bir artışın olduğu ortada iken, sosyal medyada emeklileri kışkırtanların yüzüne bu gelir artışını adeta vurmak gerekiyor. Tarih sizi affetmeyecek….                                                                   

Kul hakkı, helal-haram yaklaşımı içerisinde özellikle hırsızlık olaylarındaki artışın temelinde Allah korkusunun azalmasını sorgulamak lazım. İçinde Allah korkusu olan bir iğne bile çalamaz. Çünkü onun da hesabını vereceğinin bilincindedir. Acaba cezaların yaptırım gücü mü yetersiz kalıyor diye de kendime soruyorum. Ceza ve yaptırımların yerine herkesin hak ve hukuku gözettiği, kimsenin başkasının hakkını gasp etmediği bir dünya hedefimiz.                                                                                     

Allah’ın her anımızı gördüğü ve kaydedildiği, her sözün, her fiilin hatta düşüncenin bile kayıt altına alındığı bilgisi ve yaklaşımı eğer toplumumuzda olursa, başka bir şey yapılmaya da gerek kalmaz. Yoksa şehrin her yanını MOBESE ile donatsak yine hırsıza kilit dayanmaz…                                       

Öğretmenlerimize, din görevlilerimize, kanaat önderlerine, anne ve babalara büyük görevler düşüyor. Bir yerde bir eksiklik ya da yanlışlık varsa, bunu bulmak ve doğrusunu yapmak, eksikliği gidermek gerekiyor. Hem de zaman geçirmeden, başkasına bırakmadan.                                                                

Yine de gelecek adına iyi olanı umut ediyorum. Herkesin, herkese karşı kul hakkından, tüyü bitmemiş yetimin hakkından, ahirette ve bu dünyada hesaba çekileceğimiz bilinci ile hayata bakış açısının yeniden revize edilmesini bekliyorum. Her kesin işini hakkıyla yaptığı, hakkı olanın fazlasına tamah etmediği, kardeşçe ve hakça bir yaşam içerisinde bir dünya istemek zor değil. Bu herkesin hakkı…. Kimse de hakkının yenilmesine, çarçur edilmesine, hele hele menfaat gruplarınca da yok edilmesine rıza göstermez, göstermeyecektir de...

Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…