Aziz peygamberimizin ve yüce Kuranın bize izah ettiği ve Rabbimizin’’ muradı ilahisi ‘’diyebileceğimiz bu kavram aslında yaşamın ‘’ bizatihi’’ kendisidir.
Hayatı okumak ilk emirle başlamıştır.( Alak suresi)
Oku.. Emrinin henüz kitap( kur’an- vahiy) inmemişken telkin edilmiş olmasını başka nasıl anlayabilirdik ki?.
İnsanlığın hayata bakış açısını (şaşmış-yamulmuş bakışı) tamir etmek, onarmak, ona yeni bir çehre kazandırmak ve onu Allahın istediği ölçülerde tutmak için gönderilen peygamber(lerin)in görevini de bu çerçevede değerlendirebiliriz.
Zaman içinde asıl adresi unutarak , tabir yerindeyse ‘’otobandan’’ ayrılarak izbe, kuytu ve ara yollarda kaybolmuş insanlığın, yeniden asli istikametine yöneltilmiş olması şeklinde açıklamak da mümkündür.
Hayatı her birey, inansın, inanmasın kendi inancı yada inançsızlığı, bilgi yada bilgisizliği, hayat becerisi veya başarısızlığı ile birlikte okuyacaktır.
Bu yönde kendisine rehberlik edecek aklı, muhkeme gücünün kuvveti nisbetinde yardımcı olacaktır. Diğer okuyuş malzemeleri ise aktif kılındığı sürece etkin olacak onu asıl adrese taşıyacaktır.
Doğru adresi şaşırmış olan insanın zaman zaman nasılda kendine zarar verdiğini, zulmettiğini ve kendisini bir komedinin parçası haline getirdiğini görebilmek mümkündür.
Gerçek adresi şaşırmış olan insanın , böceğe, ineğe, çiçeğe kurda, kuşa güneşe ay’a velhasıl tabiatın insana hizmetle görevli mahlukatına secde ederek fıtratına( yaratılış gayesine) nasıl da yazık ettiğini, aykırı davrandığını görmüştür bu yeryüzü.
Kendisinin tesadüfen yaratıldığı fikrini, kendine bile izah edemeyen başkalarını nasıl ikna edebilecekti.
Kolundaki saatin bile bir ustası varken, bu saatin tüm unsurlarının tesadüf eseri bir araya geldiği düşüncesiyle nasılda avutmuştu kendisini
Hayatın, bu dünyanın sınırlı sorumluluğuna göre değil sonsuzluğun ve nihai kararın verileceği bir başka alemin hesaba katılarak okunmasıdır aslolan.
Kimim ?nereden geldim ? nereye gidiyorum ? yaşam amacım nedir? beni kim yarattı? ölüm nedir ve ölümden sonraki yaşam v.b sorularıyla aslında gerçek bir arayışı başlatır.
Ve bu kutlu arayış kimin neyi arıyorsa onunla buluştuğu noktada son bulur.
Kozmik bir alemin, metafizik bir gerçekliğin varlığına iman onu ruhen rahatlatacak,sorularına cevap bulmasına yardım edecektir.
Hayatı okumak aramak ve ikna olmaktir aslında.
Çünkü arayanın arama sebebine göre değişecek bu nitelik nihai sonucunda bir sebebi sayılacaktır.
Kendini arayan adam( insan ) başlığı bir anlamlda zihin kıvrımlarımızda oluşan bu fıtri gerçekliğin ta kendisidir.
Bu arayış , felsefi bir yolculuk değildir sadece.
Hakikatin peşinde olan insanın, onun bir parçası olmasıyla kimlik kazandığı bir metafizik serüvendir.
Aramak ibadettir.
Hakikate ulaşanlar, hep aramış olanlardır.
Aramak , bulmak ve menzile varmaktır.