Kentlerin, ancak kültürel sanatsal, nitelikli sosyal hayatlar ve kısmi doğal ortamları ile yaşanır mekanlara dönüştürülebileceğini önceki yazılarımızda ifade etmiştik. Aksi halde kendileri gibi içinde yaşayan insanı da mekanik bir kurgunun parçası haline getirirler. Dolayısıyla insani değer ve duyguların yaşaması açısından kentlerde kültürel sanatsal atmosferin solunması olmazsa olmazdır.
Yalovamız, nispeten doğal çevresi ile bu vasfa bir ölçüde uygunluk gösteriyorsa da, kent yaşamında kültür sanat hayatının arzu edilen düzeyde olmadığı bir gerçektir. Oysa yalova'nın nüfus potansiyelinin kendisine sunulacak kültür sanat arzına cevap verecek nitelikte olduğunu biliyoruz.
Bu tesbitten hareketle eksikliği gidermek, kent insanının ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak için iki şeye ihtiyaç vardır kanaatindeyim.
Birincisi, çevresel imkanların kent yaşamıyla buluşturulması ki, bu çevremizde yer alan büyük şehirlerin kültürel sanatsal imkanlarını turneler yoluyla yalova mıza çekmek şeklinde ifade edilebilir. Konu, belli ölçüde, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve sivil organizasyon kuruluşlarının çabalarıyla gerçekleştirilebilir.
İkinci ve daha önemlisi ise Yalovamız'da yaşayan kültür sanat insan ve mahfillerinin önünün açılarak kitle ile buluşturulmasıdır. Yalova'da gerek eğitim kadroları arasında, gerekse dernek, vakıf vb. oluşumlar içinde, bu manada düzeyli bir potansiyelin olduğu bilinmektedir. Kaldı ki bunlar yıllardır, kendi çabalarıyla varlıklarını da hissetiriyorlar. Kente yön verenlere düşen, bunların önünü açacak adımlar atarak, çalışmaları sistemli ve organize hale getirmek olsa gerek.
Bu safhada fiziki mekan ihtiyacı yalova'nın önemli sorunu olarak görünmekle birlikte, kısa vadede mevcut mekanların daha optimum kullanılması yoluna gidilerek, uzun vadede de ihtiyaçların gereğine uygun hareket edilmesi, Yalova'yı geleceğe standardı yüksek bir şehir olarak taşıyabilir.
Unutmayalım: Geleceği kurmanın yolu, bugünün hakkını vermekten geçer.
Bu bahse devam edeceğiz.
Sevgiyle kalın.