“Haklarımızı konuşmaktan sorumluluklarımızı konuşmaya vaktimiz olmuyor” diyor Prof. Kemal Sayar Hoca. Bencilleşme meylimiz için yaptığı bir tariften alıntıdır bu.

Sosyal hayatta ben merkezli (Egosantrik) bir tavrın hızlı yayılımı için söylenebilecek en uygun cümle bence.

Narsistik kişilik bozukluğunun bir işareti sayarlar uzmanlar bu durumu ve sonuçları tahrip ve tahrif edici olabilir diyerek meselenin ihmal edilemez olduğuna vurgu yaparlar.

Kendisini dünyanın veya olayların merkezine koyarak vazgeçilmezliğini ilan edenlere, paylaşmanın, yardımlaşmanın fedakârlığın ne olduğunu yeniden anlatmanız icap eder.

Eskiden refik (yol arkadaşı) olanlar, şimdilerde rakip oldular.

Mesleki kıskançlıklar ise bazen gizlenemez boyutlarda gösterir kendini.

Harislik (aşırı hırs) yıkıcı boyutlarda seyreder.

Bir selamı bile birbirine çok görenler ise cimriliğin kitabını yazanlardır.

Bencilliğin sınır kabul etmez yayılmacılığı,  ayrık otu gibi gönül bahçemizin estetiğini, zarafetini bozmuştur.

İnsanın anlam arayışındaki serüvenine ciddi darbedir bu.

Hayatı daha anlamlı ve fıtrata uygun yaşama biçiminin

Zevkçi, fırsatçı, şehvetperest güdülerin etkisiyle çelişkiler yumağına dönüşmesidir.

“Neden yaşadığınızın cevabına ulaşamamışsanız, nasıl yaşadığınızın önemi var mıdır?”

Mesele, yaptıklarımıza, hatta düşündüklerimize değer biçmekse, bunun varoluş amacımıza uygunluğu meselesidir.

Devamlı isteyen, bekleyen, bağıran,  çağıranlarla, haklarının çetelesini tutanlar, sorumluluklarını neden konuşmazlar?

Gerekeni, gereği gibi yapma konusundaki duyarlılığımız, Hak talebimize karşılık gelecek kalitede midir?

Hızla bencilleşen ve o oranda da yalnızlaşan insanın iç huzuru ne haldedir?

Egolarını ilah edinenler, aynı zamanda vicdanlarının da fişini çekmişlerdir iyi bilin.

Hayatı, anlam üzerine bina edenlerin değer üretim kapasiteleri sayesinde toplumda nefes almaya imkân bulabiliyor ve ferahlıyoruz.

Habis bir hastalığın insan bedeninin direnç noktalarını felç etmesi gibi, toplumlarında direnç noktaları hasar görebilir.

Manevi bağışıklığımızın kuvvet kazanması, değer üreten paylaşan, Hayatı, ahiretin ekin tarlası gibi gören cesur yüreklerin çoğalmasına bağlıdır.

 

BİR RİCA

Malumunuz havalar oldukça sıcak seyrediyor.

Sokaklarımızın bir köşesine, kuşların ve sokak hayvanlarının su içmelerini sağlayacak birer küçük su kapları koyalım. Bunu çocuklarımıza tavsiye edelim. Onların vicdani gelişimlerini etkileyecektir inanın. Peygamberimizin ifadesiyle “Merhamet etmeyene merhamet edilmez”  ölçüsünün hatırlanmasına katkı sunalım.

Yaşamsal enerji kaynaklarının azalması hatta tükenme riski nasıl kaygı verici ise,

Yüreklerdeki merhamet rezervlerinin tükenmesi de aynı derecede rahatsız edicidir.