İman kökünden türemiş imanla  iç  içe bir  ifade.

İman  Allaha güvenmek anlamını da  içeriyor

Bir anlamda tevekküiünün bir varyantı,versiyonu.

Bu mesele Allah kul, ilişkisinden,

Kulun  Kulla,

Yani insanın  insanla  ilişkisine uzanan bir bakış açısının sembolü.

İman  etmek ikna  olmak demektir demiştik.

İkna olmadığınız imanınınız olamaz.

İmanda kesinlik ve şüphesizlik esas olduğuna  göre,

Sonsuz bir güveni tesis etmek Yaratan ile  yaratılan arasındaki güven beyanının

Önsözü niteliğindedir kelime-i tevhid veya şehadet.

Ancak,sadece seslendirmek değil.

Kelimelerin içini anlam la doldurmaktır aslolan.

İkna  oluşun hazzını huzurunu hissederek yaşamak bu güveni.

Beşeri ilişkilerde ise  “sana  güveniyorum demektende  ötede bir şey.

Sözle değil özle verilmiş bir taahhüd.

Ve dostlukların akrabalıkların kardeşliklerin komşulukların iş ortaklıklarının işinin  bittiği, anlamını kaybettiği  ve  en çok fire verdiği alan.

Bu zemin“Güven”duygusudur. Daha  doğrusu  yitirmektir, güvensizliktir.Sonuçlarının  çok ağır hissedildiği noktadır.

Bugün beşeri ilişkilerimizde önümüze çıkanda budur.

Bizi kahreden, bir tümör gibi içten içe , sinsice değer yargılarımız,

Manevi  bünyemiz ve duygu dünyamıza sızan   bir hastalıktır.

 

 

Emanetin ayrıca“ehliyet” olarak yorumlanmasına gelince,

Toplumda düzenin altüst olmasının en temel sebebini genel bir ifade ile ve pek özlü bir biçimde ortaya koyan hadisimizin, vürûd sebebi şöylenakledilmektedir:

Bir toplantıda Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem etrafındaki sahâbîlere birşeyler anlatırken, bir bedevî geldi ve

- Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem sözünü kesmeyip konuşmasına devam etti. (O kadar ki) oradakilerden kimisi (kendi içinden) "Bedevîyi işitti ama, sorusundan hoşlanmadı"; kimisi de " Galiba işitmedi" diye durumu yorumladı. Derken Resûlulah sallallahu aleyhi ve sellem, sözünü bitirince

-"O, kıyâmeti soran nerede?" buyurdu. Bedevî;

-Benim, buradayım ya Resulallah! dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber;

-"Emânet zâyi edildi mi kıyâmeti bekle!" buyurdu. Bedevî;

-Emânetnasılzâyiolur? dedi. Resûlulah sallallahualeyhivesellem de;

-" İş, ehil olmayana verildi mi kıyâmeti bekle!"buyurdu.[Buhari ilim,2)

SÖZÜN ÖZÜ,

Ehil insanların yetiştirilmesi,   günümüzün en büyük cihâdı, müslümanların en büyük başarısı anlamını taşımaktadır. Bu yapılabildiği ölçüde kıyâmet, bir anlamda ertelenmiş olacaktır.