Naval Hotel dosyası, sadece bir bina sorunu değil; bir şehirde unutulan sorumluluk duygusunun hikâyesi.
Yalova’nın kalbinde, Cumhuriyet Caddesi’nde sessizce duran bir bina var: Naval Hotel.
Şehrin en eski yapılarından biri. 32 odalık ruhsata sahip ama ne tesadüfse her köşesinde “fazladan” odalar var. Kaçak kat çıkılmış, kapasite artırılmış, yangın merdiveni zemine inmiyor.
O merdiven, yangında can kurtarması gereken o yol, bir restoranın duvarında son buluyor.
Yani yangın restoranda başlarsa, çıkış yolu değil, kapan tuzağına dönüşüyor!
Kartalkaya’da, Uludağ’da yaşanan otel yangınlarını hatırlayanlar iyi bilir: Bir kıvılcım, bir ihmal, onlarca can…
Valilik ve belediye de bu tabloyu görmüş, rapor düzenlemiş, oteli mühürlemiş. Ama hikâye burada bitmiyor.
Çünkü Naval Hotel yetkililer 2 mührü kırıp yeniden açıyor!
Zabıta gelip “yeniden mühürleme” işlemi yapıyor ama otelin ana kapısı mühürlenmiyor.
İçeride hâlâ misafir var.
Tabelanın ışıkları sönük. Belki bu sayede görünmediklerini sanıyorlar.
Ama asıl görünmeyen şey, insan hayatına verilen değer.
Bu şehir 1999’da yerle bir olduğunda hepimiz bir söz verdik: Bir daha aynı hataları
yapmayacağız.
Ama bugün, Yalova’nın merkezinde hâlâ denetimsiz, dayanıksız, yönetmeliğe aykırı
binalarda insanlar uyuyor. Hem de binadan karot alındığında ise derhal yıkılacak bir
binada…
Bir otelin hikâyesi gibi duruyor, ama aslında bu hepimizin hikâyesi.
Sormak gerekiyor:
Bir gün bu bina yıkıldığında, bu imzaların, bu göz yummaların hesabını kim verecek?
Otel yetkilileri kendi vicdanlarını kazanç uğruna nasıl susturacak?
Haber- Yorum: Ayhan Polat
#Yalova #NavalHotel #KaçakKat #YangınGüvenliği #Belediye #İmarSkandalı #AyhanPolat #HaberDosyası #CanGüvenliği #YalovaHaber #Denetimsizlik #ŞehirVicdanı