Günümüz dünyasının baş döndürücü gelişmeleri ve yenilikleri karşısında sanki bir duygu hep geri plana atılıyor; Merhamet. Maddi gözlerle dünyaya bakıyoruz hep. Adeta hayatı matematiksel bir denklemle görüyor ve ona göre kendimizi uyarlıyoruz. Bilgisayar oyunundaki can alma kadar kolay oldu insan hayatı. İnsan hayatının önemsenmediği ortamda hayvan hakları konusu da elbette çok gerilerde kalıyor. Ama gerilerde kalmamalı. Canlı cansız ne varsa hayata merhamet ve sevgi gözüyle bakmalı ve görebilmeli. Karıncayı bile incitmemek için ordusunun yolunu değiştiren, göçebe kuşlar için vakıflar kuran, camilerde bile kuşları düşünüp mimarisini ona göre yapan bir ecdadın torunları olarak gündemdeki konulardan çok üzülüyoruz. Eksiklik hep merhamet ile ilintili davranış yoksunluğundan kaynaklanıyor. Sizin başınıza gelse, sizin çocuğunuz düşse ve yanında olmasanız, sizin anneniz karşıdan karşıya geçmeye çalışsa ve yanında olmasanız, sizin eşiniz trafik kazası geçirse ve yalnız olsa… Yaşam boyu hepimizin başına gelmesi muhtemel senaryolar ama kaderimizde varsa gelecek. Başımıza geldiği zaman da en az zararla çıkabilmemiz için çevremizdekilerin yardımına, merhametine muhtaç kalacağız.

                         Hepimizin başına gelebilir. Merhamet etmeliyiz ki yüce Mevla’dan merhamet bulalım.  Öyle gelir ki zengin de olsanız, fakir de olsanız, toplumun üst kademelerinde yer alsanız da gün gelir  ufacık bir elin yardımına muhtaç kalırsınız. Hayatta nasıl  yaklaşırsanız insanlar da size öyle yaklaşır. Merhamet aile içinde başlar. Komşu, akraba, iş çevresi ve sosyal çevre içinde olmak üzere halka genişleyerek devam eder. Merhametli insan hayatla barışıktır. Dostları ile , ailesi ile barışıktır. İş yaşamında başarılıdır. Herkes onun hakkında iyi şeyler söyler ve düşünür.

                         Hayat felsefemizin , hayata bakış açımızın,iyi insan olmanın bence ilk koşulu merhametli olmaktan geçer. Çünkü merhametten yoksun insan bencil insandır, hayatta her şeyi kendi egoları ile değerlendirir, geçimsizdir, yalnızdır, menfaat üzerine bir yaşam kurmuştur… Olumsuzlukları daha da artırmak mümkün merhametsiz insanlar için. Aklınız alıyor mu hastanede sağlık personelini bıçaklayanların oluşunu? Beyni yıkanarak düşünme yetileri alınmış, kalbi karartılarak merhamet duyguları yok edilmiş sadece et ve kemikten oluşmuş  yaratık teröristler yok mu? Hepsinin ortak noktası merhamet yoksunu olmalarıdır. Küçücük köpeğin patilerini kesip ölüme terk eden ruh hali hepimizi üzdü. Konunn detayı zaman içinde daha da belli olacak, lakin hayvanlara işkence eden cani ruhlu insanların yaptıklarına her yerde rastlamıyor muyuz? İşkence partileri düzenleyerek yavaş yavaş can alan psikopat ruhlu insanlar bizim toplumumuz içinde değil mi? Onlar içimizde yaşıyorlar. Sokakta, durakta, çarşıda, pazarda onlarla birlikte yaşıyoruz. Sakladıkları yüzlerinin ardında vahşiliklerinin ne zaman gün yüzüne çıkacağı belli değil.Onlar bizim çocuklarımız ve bu eğitim sisteminde, sosyal çevrede büyüyüp birey oldular.Bu kusur hepimizin.Demek ki bir şeyler ters gidiyor ve acilen önlem alınması gerekiyor.

                        “ Yaratılanı Yaradan dan ötürü hoş gören “ anlayış ve bu iklimle hayata bakabilmek gerekiyor. O zaman savaşlar biter, o zaman terör biter, o zaman  daha yaşanabilir bir dünya bizim olur, o zaman hayvan haklarında sınıfta kalmayız.

                          Merhamet yoksunu olanların rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması için acil bir eylem planı gerekiyor. Merhamet terazisi yok ama bireyin psikolojik çöküşünün belirtileri kendini ele veriyor. Kadına şiddet, cinsel içerikli suçlar, çocuk istismarcılığı,hayvan hakları ihlalleri…Adı ne olursa olsun merhamet yoksunu kişilerin bir an önce psikolojilerinin düzeltilmesi için rehabilite çalışmaları yapılmalı.Bireylerin suç işleme güdülerini kamçılayan ne varsa da üzerine gidilmeli. Şiddet içerikli bilgisayar oyunlarından başlayarak her şey gözden geçirilmeli. Hayvan hakları konusunda da yasal düzenlemelerde eğer bir boşluk varsa bu boşluklar giderilmeli.Öte yandan bilgisayar ve cep telefonu ekranlarına neslimizi kilitleyen zararlı içeriklerden toplumumuz uzaklaştırılmalı. İvedilikle önlem paketi yenilenerek uygulanmalı. Aziz milletimizin geleceğinin, çocuklarımızın geleceğinin daha iyi olması için  merhamet anlayışının topluma nakış gibi işlenmesi gerekiyor.

                      Dedelerimizin bu konulardaki çalışmaları bizim için yol haritası niteliğini taşıyor bence. Arşivlerden gün yüzüne çıkartılan her bir iyi uygulama toplumumuzu daha ilerilere götürecektir. Yeter ki bakış açımız Merhamet odaklı olsun.