Her alanda samimiyet gerekiyor. İçtenlik, vefakârlık, fedakârlık ve dürüstlük, insan olmanın olmazsa olmaz temel şartıdır malum.

 Menfaate odaklı bir anlayışla ne ticaret ne siyaset yapılır. Hatta sadece dünyevi beklentiye odaklanmış duanın  bile ibadet sayılabilmesi samimiyet ölçüsüne göredir.

Liyakat ve emanete verilen önem, bu ölçüler içinde bir sorumluluk bilincine dönüşebilir ancak.

Manen arzuladığımız seviyenin çok altında bir seyirle, beşeri ilişkilerimizdeki negatif etki

Ahlaki söylemlerle fiillerimiz arasındaki mesafe  kadar gerçek maalesef.

“Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez” (Ra’d S.11.)ayetindeki değişim ve dönüşümün toplumsal irade ve çaba sayesinde mümkün olabileceği düşüncesi ve Allahın bir yasası olduğu yaklaşımı ile okunması gerekmektedir.

İçtenlik, test edilemez. Test edilmesi bile kurgu ve yapmacıklık olacağından “çakması” olmaz.Sahtesi sırıtır ve tadı yoktur, mutlu  etmez.

Sadece yaşanır ve hissedilir.

Hissettiğiniz ve hissettirdiğiniz ölçüde etkilidir.

Çünkü alış veriş değil, veriş alıştır.

İnsani vicdani ve islami’dir.

İnanan bir mümin için beklentisi dünyevi olmayan uhrevi bir nitelik taşır.

İçten geldiği için insan vicdanına hitap eder.

Zaaflarımız, nefsi, beşeri ve bedensel haz taleplerimizin gölgesinde kalır kimi zaman.

Ancak içerilerden gelen bu sesi duymak ve ona kulak verebilecek vasıfta aydınlık bir gönle sahip olmak, sufilerin “Lübbül-lüb”(içimizin de içinde) diyerek izah ettikleri,

Yunusun“ Bir ben vardır benden içeri”sözüyle tefsir ettiği bir hakikattir bu.

“Din samimiyettir”hadisini de bu çerçevede ele alırsak sanırım daha berrak bir tanımlama yapmış oluruz.

Buradan uzak bir hiç hareketin bereketi olmayacak, hiçbir niyet hayırlı akıbetle sonuçlanmayacaktır.

Buradan geçmeyen hiçbir ibadet bizi kâmil seviyeye götürmeyecektir.

Toplumsal değişim ve dönüşüm işte böylesi bir diğergamlığın(üst seviye fedakârlık)sonucu olarak “faziletli şehir veya erdemli millet”olmanın yolunu açacaktır. Toplumsal barışı ve huzuru sağlayacak etkenlerin başında, toplumu yöneten ve yönlendirenlerin yukarıda izahını yaptığımız özelliklerle donanmış olmaları gelmektedir.( Farabi-Medinetül-Fadıla)

Buradan hareketle

Her devrin ve dönemin adamlarının

Yalama ve yalaka tiplerin.

Menfaatperestlerin

İçiyle dışı arasında mesafeyi epey açmış olanların

İyi gün dostlarının

Güven verici niteliklerden mahrum yaşayanların.

Mevsimlik tutum ve tavırları

Geçicidir

Kısacıktır.

Kısırdır…