Prof. Dr. Naci Görür ‘İstanbul’da her an deprem olma olasılığı % 47’ye çıktı. Bu yazı tura atmakla aynı şey’ dedi. Bu cümlenin korkunçluğu bizi ortalıkta koşturup son anda daha ne yapabilirim dedirtmeliydi, ama olmadı. İstanbul dediğiniz yer aslında burası farkında mısınız?

Açık ve güneşli günlerde İstanbul’daki binaların camlarını sayabiliyoruz. Yani İstanbul’da olması beklenen bu deprem aynı zamanda Yalova depremi.

Yıllardır okullarda deprem tatbikatı yaptırılır. Siren çalar, çocuklara çök-kapan-tutun yaptırılır, sonrasında en küçük sınıflardan başlayarak bahçedeki toplanma alanına geçilir. Tatbikat bittiğinde herkes sınıflarına döner.

Gerçek depremde ne olacak?

Geçtiğimiz haftalarda yaşadığımız Gemlik merkezli deprem düşük şiddetli, yine de korkutan bir depremdi. Öğrenciler tatbikatlardaki gibi okul bahçelerine çıkartıldı, bekletildi. Kiminin ailesi geldi çocuğunu aldı kimi bir müddet sonra sınıfına geri döndü. Ama neredeyse hepsi hasta oldu.

Yalova Valiliği verilerine göre ilimizde 44385 öğrenci bulunuyor. Bunlardan 4 bin 908’i okul öncesi, yani 6 yaşından küçük çocuklar, 13618’i ilkokul, yani 6-10 yaş arası çocuklar. 18526 çocuk 10 yaşın altında, aile desteğine öncelikle muhtaç.

Beklenen, olma olasılığı havaya atılan paranın tura gelme olasılığıyla neredeyse eşit olan, yıkım gücü çok yüksek olan korkunç deprem okul saatleri içinde olursa ne olacak?

Mevzuata göre öğrenciler okullardan tahliye edilip okul bahçesinde bulunan toplanma alanlarına getirilecek. Aileleri gelinceye kadar açık alanda bekletilecek. Kimsenin dile getirmediği asıl problem şu:

O ailelerden bir kısmı gelemeyecek...

Yıkımlar olacak, telefonlar çekmeyecek, yollar kapanacak. Ne olacak küçücük çocuklar?

Soğuk kış günlerinde nerede ve ne kadar süreyle gelmeyecek ailelerini bekleyecekler?

Peki ya öğretmenler, büyük bir faciada kendi ailelerinden haber alamazken ne kadar süreyle öğrencilerin başında bekleyecekler?

Ülkemizde Kızılay ve AFAD başta olmak üzere olası felaketlerde hazır olma görevi bulunan kurumlar var. Bu kurumların oldukça geniş bütçeleri ve fiziksel imkanları var. Yalova’da ise 195 okul var. Bu 195 okulun bahçelerinde, deprem sonrasında kurulmak üzere büyük kapasiteli çadırlar, ısıtıcılar, battaniyeler ve dayanıklı yiyecekler bulundurulabilir. Mevzuatta düzenleme yapılarak, ailesi gelmeyen çocukların ne sürede nerede bekletileceği, yine de aileye ulaşılamaması durumunda nereye gönderileceği belirlenip ailelere bilgi verilebilir.

Geçtiğimiz yıl yaşadığımız deprem faciasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na göre 1914 çocuğun ailesi bulunamadı. Bu rakam çok daha fazla olabilir.

Okulların sağlam olup olmamasından bahsedemedik bile. 1999 yılından beri kıymetli zamanımızı ve tecrübemizi boşa harcadık. Yine de çok kısa zamanda yapılması mümkün olan bazı şeyler, alınması mümkün olan tedbirler var. Deprem hazırlıkları konusunda, ‘Allah korusun’, Allah bir daha yaşatmasın’ dualarının yanında gerçek çalışmalar görmek istiyoruz artık.

Mahallede hırsız dolaşırken eve yeni televizyon alınmaz, kapı sağlamlaştırılır.