Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmanın üçüncü gününe, organize suç örgütü elebaşı doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 42 sanık ile avukatları katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.

Çok sayıda avukat ve basın mensubunun takip ettiği duruşmada, sanıkların savunmaları alınıyor.

Tutuklu sanıklardan hemşire Cansu Akyıldırım, Medisense şirketinden kendisine gönderilmiş paralara ilişkin şunları söyledi:

"Hasta danışmanlığı aldığımız bir yerdi. Ekibe motivasyon amacıyla gönderilen paralar var. Medisense şirketinden Fırat bey bana aylık olarak toplu para atar, ben de bu parayı hemşirelere, kıdemine göre motivasyon amaçlı dağıtırdım."

- Denetim önlemi

MSB’den Süleyman Şah Türbesi açıklaması MSB’den Süleyman Şah Türbesi açıklaması

Çalıştığı hastanede yoğunluk durumlarında nöbet için dışarıdan hemşireler aldıklarını belirten Akyıldırım, sigortasız oldukları için denetim sırasında bu hemşirelerin hastaneden çıkarılmasını istediğini söyledi.

Akyıldırım, "Dış nöbetçilerin diplomaları, mezuniyet durumları elimizde olmadığı için söyledikleri kadarını biliyorduk." dedi.

Mahkeme başkanının, mezuniyet durumlarını bilmedikleri kişileri nasıl çalıştırdıklarını sorması üzerine Akyıldırım, "Bilmiyorum, nöbet listelerini de ben ayarlamıyorum." diye cevap verdi.

Doktor Fırat Sarı'yı 2019'dan beri tanıdığını ve Reyap Hastanesi'nde beraber çalıştıklarını belirten Akyıldırım, "Bu zamana kadar maaşlı çalıştım. Herhangi bir maddi çıkar elde etmedim. Örgüt-çete varlığını asla kabul etmiyorum. Varsa bile üye değilim. 7 aydır tutukluyum. Dosya medyada çok dallanıp budaklandı. Böyle bir dosyada adım geçtiği için çok üzülüyorum. Fırat Sarı ile 3 yıl kadar ilişkimiz oldu." şeklinde konuştu.

- "Fırat bey bazı dosyalarda değişiklik yapmamızı istiyordu"

Tutuklu sanık hemşire Çağla Durmuş da ortada bir örgüt olduğunu düşünmediğini, "dolandırıcılık" suçunu da kabul etmediğini söyledi.

Maaşlı çalışan olduğunu belirten Durmuş, hiçbir hastayı ihmal edecek, ölümüne neden olacak bir davranışta bulunmadığını savundu.

Mahkeme başkanı, sanık Durmuş'a, telefon görüşmelerine ilişkin tapelerde, "Bu da bir seksen, seksen iki oluyor, sonra doksan sekiz oluyor. Artık ben bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın." şeklinde yer alan konuşmasını sordu.

Durmuş, bu konuşmada monitör düzensizliğinden ve düşünmeyi bırakmaktan bahsettiğini öne sürdü.

Hasta sayıları fazla, hemşire sayıları az olduğu için, daha önce yenidoğanda çalışmış hemşireleri desteğe çağırdıklarını anlatan Durmuş, "Fırat bey bazı dosyalarda değişiklik yapmamızı istiyordu. 'Hastayı entübe göster' diyordu. Kazanç için. Doğrusu, hasta neyse onun yazılmasıdır." ifadelerini kullandı.

- Kadın avukatın tepkisi

Çağla Durmuş'un savunmasının ardından duruşmaya öğle arası verildi. Bu sırada izleyici kısmında oturan bir kadın avukat, "Dursun Eryılmaz, öldürdüğün bebeğin annesiyim" diyerek, bir sanığa seslendi.

Duruşmaya verilen aranın ardından, sanıkların savunmalarının alınmasına devam ediliyor.

Kaynak: aa