EVLİLİK ve gittikçe artan boşanmalar toplumun en önemli meselesi haline geldi. Her şeyden önce şunu biliyoruz toplumun temel taşı ve direği AİLEDİR. Aile de sağlam bir evlilikten ve sağlıklı nesillerden oluşur. 2025 yılı Aile Yılı ilan edilmiştir ve bu minvalde de bazı çalışmaların yapıldığını görüyoruz. Özellikle çalışan kadınlara yönelik doğum izni, çocuk parası vb. önemli ama yeterli mi?

Değil...

Meseleye sadece çalışan kadınlar üzerinden bakmak değil tüm kadınlar ve aile üzerinden bakmak, değerlendirmek gerekir. Öncelikle zamanında, sağlıklı ve sağlam bir evliliğin teşvik edilmesi ve şartlarının oluşması gerekir. Yapılan araştırmalarda ve çevremizde gördüklerimiz gençler evliliğe çok soğuk bakıyorlar.

Üç temel sıkıntı var; 1.’si, evlenme yaş ortalaması 30’lara geldi. 2.si, evlendikten sonra çocuk yapma oranı bir hayli düştü. 3.’sü ve en önemlisi, BOŞANMALAR hızla arttı. (Sadece 2024 yılında resmi rakamlara göre 188 bin aile boşanmış)ve son yıllarda bu oran hızla artıyor ve tabii hale geliyor.

Boşanma inancımıza göre arzu edilmeyen bir haktır. Yani yuvanın devamı mümkün değilse izin verilmiştir. Ancak bunun gerekçeleri oluşmalı! El ele boşanmaya giden çiftler ne kadar dikkat çekiyorsa, boşanmadan dolayı birbirinin hayatına son veren çiftlerin durumu da o kadar üzücü ve düşündürücüdür.

Her anne ve baba evladının mürüvvetini, evliliğini görmek ister ama günümüzde ebeveynler bu konuda üzgün ve çaresiz. Çünkü gençler kendi kararlarını kendileri veriyorlar. Gençlerimizin evliliğe uzak durmalarının başında geçim sıkıntısı ve sorumluluk almamak istediği var. Tabi maddi sıkıntılar evli çiftleri de en çok etkileyen çocuk yapmama ve boşanma sebepleri arasında gelmektedir. Maddi sebeplerin yanında, teknolojinin ve sosyal hayatın getirdiği faktörler ve özellikle Ahlaki çöküntü aile yapımızı ciddi anlamda etkilemekte ve herkes de bundan nasibini almaktadır.

Muhabbetle, komşu sohbetleriyle birbirine sarılan ve yanaşan aile, yerini sabahtan gece yarılarına kadar devam eden aile kavgalarına ve ahlaksız tartışmalara bıraktı! Bu konuda görsel medyanın, televizyonların çok büyük etkisi var maalesef. Yetkililerinde vebali ve sorumlulukları var. Herkesin rehberi ve bilgi kaynağı elindeki telefonu ve sosyal medya oldu. Netice olarak evliliği ayakta tutan sosyal hayatı güzelleştiren, hepimize lazım olan; SEVGİ, SAYGI, SABIR ve SADAKAT azaldıkça aile yapımız ve sosyal hayatımız önemli ölçüde etkilenmekte ve bozulmaktadır. O zaman gelin önce kendimizden başlayalım ve nerede yanlış yapıyoruz diyelim ve düzeltelim.