2023 yılının Ocak ayının başındayız. Havalar yavaş yavaş soğurken kış kendisini hissettirmeye başlıyor. Ülkemizin bazı şehirlerinde yüksek yerlere kar yağdı. Yalova’mızda doğalgazı ve sobalarımızı yakıyoruz. Kış şartları geçim açısından zordur. Yakıt giderleri aile bütçesinde daha fazla yer almaya başladığı bu günlerde bir konuyu gündeme taşıyacağım. Düşük gelir düzeyindeki ailelerin özellikle çocuklarının kışlık giysi, bot vs. ihtiyaçlarının olup olmadığına yönelik bir sosyal yaklaşımı hayata geçirme adına köşe yazımda sizlerle paylaşacağım. Bu konuda sosyal medyada bu yönde çalışma yapmış ve ülkemizin köy okullarında öğrenim gören çocuklara bot alımı ile ilgili çok da duygulandığım çalışma oldukça gurur verici. İyilik yapma ve yardımlaşma adına belki de toplumun bütününe yayılması gereken örnek çalışma. Herkes kendi bölgesinde bu çalışmanın içeriğini zenginleştirirse zaten toplumun tümüne yayılmış olacaktır.

Özellikle yetim, kimsesiz, düşük gelirli ailelere devletimiz gerekli desteği sağlıyor olsa da bizler kış gelmeden daha duyarlı davranarak, incitmeden, gururlarını kırmadan özellikle çocuklara çam sakızı çoban armağanı bir şeyler yapabiliriz diye düşünüyorum. Bunun ucu açık elbette. Yerel yönetimlerin sosyal belediyecilik adına konuyu daha da sahipleneceklerini ümit ediyorum. Okullarda kışın ortasında yıpranmış bez ayakkabı ile gelen çocukta bot olmadığı, yokluğun ve yoksulluğun içinde olduğunun en somut göstergesi olsa gerek. Onları rencide etmeden okul idareleri STK’lar ile birlikte kaynak bularak güzel çalışmanın paydaşı olabilirler. Bu gözle öğretmenler bir baksın bakalım öğrencilerine. Bir tarafta cebinde asgari ücreti aşan cep telefonu taşıyan zengin öğrenci ile, diğer yanda asgari ücretle geçinmeye çalışan ailenin çocuğu. Bizim üzerimize düşen ayakları tüm kış üşümeyecek, belki de daha iyi organize olarak bir de mont alarak sırtının da üşümeyeceği, desteklenmesi gereken yavrularımızı tespit edip onlara şefkatimizi göstermemizdir. Çok zor değil. Sadece birilerinin önayak olması gerekiyor.

Her yıl “Dolabında Durmasın Sokakları Isıtın” kampanyası büyük şehirlerde bazı belediyeler tarafından çok güzel uygulandı. Kampanyanın özü evinizde kullanmadığımız kışlık giysilerin sağlam çantaya koyarak, daha evvelden şehrin muhtelif yerlerinde belirlenmiş panolardaki askılara konulması, ihtiyacı olanın da oradan alması mantığı işletiliyor. İhtiyaç olmayanın paylaşıldığı, ihtiyacın olanının alındığı “Dolabında Durmasın Sokakları Isıtın” yaklaşımı!

Biz mahallemizde bu merhamet köprüleri ile sosyal sorumluluk ve insan olmak adına önemli bir adım atılmış oluyor.

Belediye başkanlarımıza, milli eğitim yetkililerine, okul idarecilerimize, öğretmenlerimize, kaymakamlarımıza, valimize buradan sesleniyorum. Gece yastığa başınızı koyduğunuzda üşüyen bir çocuk olup olmadığını, aç yatan bir yavrucak olup olmadığını ve bunun vebalinin sizin sırtınızda olduğunu biliniz. Eğer eksik kalan bir şey varsa bulunduğunuz makamlar bu vebali kaldırmaz, kaldıramaz. Bunun hesabını da kimse veremez.

Gururlu ve onurlu çocuklar eksiklerini kimseye demezler. Olan ile yetinmeye, idare etmeye odaklanarak yaşam mücadelesini sürdürürler. Onlara küçücük destek de bizden olsun. Haydi herkes mahallesinde bu gözle bir baksın bakalım, merhamet elinin uzatılacağı yavrular var mı?