Geçtiğimiz ekim ayında Basın Kanunu ve ilgili bazı kanunlarda değişikliğe gidildi. İlk kez yasaya giren “dezenformasyon suçu” nedeniyle muhalefet kanadı tarafından “sansür yasası” eleştirileri yapılsa da yasa ile internet haber sitelerinin Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan almasının önü açılmış oldu.

Bu noktada; çözümsüzlüğü çözüm olarak görmeyen ve “Yetmez ama evet” diyenler için elbette mevcut kazanımlar başarı olarak görülebilir. Bu kanun ile birlikte elbette en büyük kazanım “yeni çağ gazetecileri” diyebileceğimiz dijital mecrada yayın yapan medya mensuplarının özlük haklarını elde edebilmeleri olmuştur. Bu mecralarda kalem eskitenler de artık basın kartı başta olmak üzere diğer basın emekçilerinin elinde tuttuğu çok sayıda hakkı elde etmiş oldular. Dijital medya sahipleri de bu noktada bazı haklara sahip oldu. Ancak ne oranda? Dijital mecrada yayın yapan medya organlarına da resmi ilan hakkı tanındı. Basın İlan Kurumu kamu ilanlarının kamuoyuna ulaşmasını sağlamak ve adilane olarak medya kuruluşlarına ilan dağıtım yapılabilmesi için hayata geçmiş bir kuruluş. Kurullarında basın kuruluşlarının da temsilcileri var. Çok sayıda akademisyen ve işin uzmanı da. Bu destek ile basın kuruluşlarına bir nevi can suyu olunmuş oluyor. Yoksa özel ilan ve reklam gelirleriyle gazetelerin baskı maliyetini bile karşılamanız çok zor. Üstelik işletme maliyetleri ve personel harcamalarını da hesaba katarsanız iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kanunun kabulünün ardından hangi internet haber sitelerinin ne tür koşullarda resmi ilan alacağı sorusu ise Basın İlan Kurumu’nda görüşülen ve karara bağlanan “Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği” ile cevap buldu.

BİK toplantısında kabul edilen yönetmelikte; haber siteleri kategorilere ayrıldı. Türkiye genelini kapsayan internet haber siteleri genel kategoride yer alacak. Birinci kategoride İstanbul, ikinci kategoride Ankara ve İzmir var. İlk büyüklüğüne göre üçüncü, dördüncü ve beşinci kategorilerde sınıflandırmalara gidilmiş. Yani toplamda altı kategori var.

Bu sınıflandırmaların en ağa-baba koşulu istihdam. Türkiye geneli yayın yapan ve ilan almak isteyen internet haber sitelerinin en az 32, birinci kategoride yer alan kurumların en az 15, ikinci kategoride yer alan kurumların en az 12 kişi çalıştırmaları zorunlu hale getiriliyor. Üçüncü kategori için bu sayı sekiz, dördüncü kategori için altı, beşinci kategori için ise dört çalışanın istihdam edilmesi gerekmekte.

Yönetmeliğine göre internet haber sitelerinin resmi ilan alabilmesi için günlük yayınlanacak asgari haber sayısının bir standardı da var. Türkiye genelini kapsayan genel kategori için günlük en az 240, birinci kategori için 100, ikinci kategori için ise 80 haber şartı getirirken, üçüncü kategori için bu sayı 50, dördüncü kategori için 40, beşinci kategori için ise en az 30 haber olarak kabul edildi.

Resmi ilan alabilmek için fikir işçisi istihdam etmek ya da belirlenen sayıda haber yayınlamanız da yeterli değil. Sitelerin okunma oranları da ilan almanın şartları arasına dahil edildi. Türkiye geneli kategorisinde yer alan bir internet haber sitesinin günlük asgari tekil ziyaretçi sayısının 500 bin, günlük asgari sayfa görüntülenmesi sayısının da 1,5 milyon olması aranacak şartlar arasında. Birinci kategori için günlük asgari tekil ziyaretçi sayısı 50 bin, görüntülenme sayısı ise 150 bin, ikinci kategori için tekil ziyaretçide günlük 30 bin, görüntülenmede ise 90 bin sayısı aranacak. Üçüncü kategoride yer alan yayın organları için günlük 20 bin ziyaretçi ile 60 bin görüntülenme şartı, dördüncü kategoride yer alan kurumlar için günlük 10 bin ziyaretçi ile 30 bin görüntülenme şartı, beşinci kategori için ise günlük üç bin tekil ziyaret ve dokuz bin sayfa görüntülenme şartı mecburiyeti var. Bu şartlar yerine getirildiğinde; resmi ilan alınabilmesi için gerekli olan bekleme süresi ise belki de en zorlayıcı maddelerden. 

Kabul edilen yönetmelik de kanun gibi hemen tartışmalara konu oldu elbette. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, karara şerh koyarak konuyu yargıya taşıyacağını duyurdu. Yayınladığı açıklama ile yönetmelikte itiraz ettiği konuları kamuoyuna duyurdu. En dikkatimi çeken husus, internet haber sitelerinin istihdam edeceği personelinin vasıf meselesi. Mesleğe giriş çıkışın kurallarının yönetmelikle değil kanun ile olması gerektiğine yapılan atıf, yerinde ve doğru bir duruş bence. Çünkü meslek kanunu meselesi çözülememiş bir sorun. Bir diğer itirazları ise ilan durdurma cezalarının hangi durumlarda verileceği hakkında. İşaret edilen bu hususta makul bir itiraz olarak değerlendirilebilir. Trafik suçu işlendiğinde bile kurumun resmi ilanı durdurma cezası alabileceği notasında bir tespitleri var.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti de bu noktada benzer itirazlarda bulunarak, yönetmelikle işin artık tıklanma haberciliğine döneceğine ve internet sitelerinin bu şartlarda hayatta kalmayacağına vurgu yapıyorlar.

 Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç ise kurumun aldığı kararı savunarak; gerçekten hak eden, kurumsallaşmış, istihdam sağlayan ve dolayısıyla gerçekten kamu görevi yapacak olan süreli yayınlara resmi ilan vermek niyetinde olduklarını ifade ederken; “Dün satmayan gazetelere ilan vermekle suçlayanların yanına bugün tıklanmayan internet haber sitelerine ilan verme suçlaması eklensin istiyorlar” diyerek kararlarının arkasında duruyor.

Benim kanaatim de bu şartların ağır olduğu, karşılanabilir ve sürdürülebilir olmadığı yönündedir. Mevcutta dijital olmayan gazetelerin sorunları, bu şartları yerine getirmedikleri için çoğunun resmi ilan alamadıkları gerçeği ve ekonomik sorunlar ortada iken dijital mecra gazetelerinin de bu şartlarda resmi ilan alması çok güç gözüküyor.

Bu nedenle gerçekleri yazma gayretinde olanlara, gerçekçi olunmadığını düşünüyorum.

Kalın sağlıcakla…