Küçük yerlerde yani; Yalova gibi küçük illerde bazı şeyler hem çok kolaydır hem çok zordur. Bazı şeyler hem çok güzeldir hem de çok çirkindir. Küçük yerlerde hemen herkes birbirini tanıdığı için aslında hayat daha kolaydır gözükebilir. Ya da; dostluklar, arkadaşlıklar, ortamlar daha samimi yoğun yaşanabilir denebilir. Küçük yerin kendine göre çok ciddi avantajları ama çok ciddi dezavantajlar var. Mesela küçük yerlerde siyaset yapmak zordur. Çünkü herkes birbirini tanıdığı, herkes birbirini bildiği için ya da artık akrabalık bağları oluştuğu için gerek siyaset yaparken, seçilirken, icraat yaparken, bu yakınlık bu samimiyet sıkıntılar doğurabilir. Ama bir taraftan siyaset yaparken küçük yerlerde var olan avantajlar var. Seçmene daha kolay ulaşırsınız. Siyasetçiye daha kolaylaşırsınız. Seçmen sizi sürekli eleştirebilir ya da tanıdık olduğu için sizi eleştirmekten çekinir. 
Küçük yerlerde gazetecilik yapmak zordur. Kolay kolay herkes her şeyi bildiği halde söyleyemez, yazamaz, ya da küçük yerlerde gazetecilik yapmakta kolaydır. Zaten çok fazla gazeteci olmadığı için zor işleri başarabilirsiniz. Küçük yerlerde gerçek gazetecilik yapmak, gerçekten hiçbir etki altında kalmadan doğru dürüst gazetecilik yapmak zordur. 
Küçük yerlerde yöneticilik yapmak zordur. Çünkü, herkes herkesi tanıyordur. Dolayısıyla bazen çıkar çatışmaları ortaya çıktığında, doğru olan kararı verdiğinizde memnun olur bildirir. Hem memnun olanlar size kolayca ulaşabilir hem memnun olmayanlar da size kolayca ulaşabilir 
Küçük yerlerde ticaret de zordur. Çünkü ticaretimiz küçük yerlere bağlıysa, çapınız bellidir. Bu çap da bu daire içinde oynarsınız daha ileriye gidemezsiniz. Bu çap bu daire içinde kralsınızdır ama çapının dışına çıktığınızda, esamesi okunmaz. Çünkü küçük yerlerin ticari hacimleri de küçük, hitap ettikleri kesimde küçük. Dolayısıyla küçük yerlerde dar çerçevede oynarsınız. Diğer bir taraftan bakarsanız küçük yerlerde ticaret zevklidir. İşinizi iyi yapıyorsanız, güzel işler başarıyorsanız, bununla bir itibar bir popülerlik kasırsınız.
Küçük yerlerde her şey çok zor olabilir. Özellikle kiralık konut bulmak, yaşanacak alanlar bulmak zordur. Hele bir de göç alıyorsa yaşadığınız il veya ilçe daha zordur. 
Yalova gibi küçük bir şehirde yaşamanın en güzel tarafı zorlukları vardır. Yalova’da gelecek dönemde bizi bekleyen onlarca zorluk var. Zorluklarla ilgili acaba kim ne yapmış, nasıl bir hazırlık yapmış, bizi yönetenler, seçilmişler atanmışlar, siyasiler, STK’lar, halk neler yapmış, ne tür hazırlıklar yapmış diye bir sorsak. 
Ben bir hazırlık yapıldığını düşünmüyorum. Çünkü bazı şeyler, git gide daha iyiye gitmiyor. Daha da kötüye doğru gidiyor olabilir. Örneğin, kiralık konut sorunu ciddi bir sıkıntı oluşturuyor.  Sadece konut değil, aslında önümüzdeki süreçte Organize Sanayi Bölgelerinin çalışmaya başlamasıyla beraber, Yalova’ya gelmesi tahmin edilen 40-50.000 kişinin kalacak mesken problemi, sosyal kültürel altyapı problemli olacak. Sağlık yetersiz, eğitim yetersiz kalacak.  Yalova’daki yollar yetersiz, ulaşım miktarı yetersiz kalacak. Bilemiyorum; su, enerji, çevre atık gibi konular yeterli mi kalır yetersiz mi kalır. Bunlarla ilgili ne yapıldı bilmiyorum. Bence hiçbir şey yapılmadı. Belki bir iki kere o toplantılarda, sohbetlerde lafı geçmiştir o kadar.
Bunun dışında Yalova’nın spesifik konularında şu anda var olan ve ileride daha da çoğalacak olan problemleri ile ilgili herhangi bir somut adım atılmadığı; uzun, kısa, orta vadede bir stratejik plan ve politika geliştirilmedi. Çünkü seçim süreci vardı. Seçimde harcandı birçok efor. Seçim süreci de yeni bitti. Vaat var. Falan, filan gibi bir sürü şey söylenecektir. 
Halbuki benzer seçim süreçlerini bir sürü kez yaşıyoruz. Sadece her platformda yaşıyoruz yine yaşayacağız. Önümüzdeki dönem, STK’larla ilgili seçim süreçleri başlayacak. İşte, bir- iki yıl sonra ticaret odası seçimleri var. Gene geçen seferki gibi muhakkak kıran kırana geçecektir. Herkes canhıraş biçimde, Ticaret Odası seçimlerine varını yoğunu, her şeyini koyacaktır. Her türlü numarayı çekeceklerdir. Ama sonunda kazandıktan sonra hiçbir şeyle ilgilenmeyeceklerdir. Çünkü o etiket, onlara yetecektir.
İşte küçük yerlerde etiketle ilgili meseleler de vardır. Bir de ilginç olan şudur ki her küçük yerde, çapı küçük yer kadar olan burada mücadele eden, siyasetini, entrikasını, ticaretini yapılanmasını bu çapta yapan çok büyük çaplı insanlar ve organizasyonlar var. Onların bütün büyüklüğü ve çapı bulundukları yer kadardır. İşte bu küçük yerler ada gibidir 
Her şeye rağmen küçük yerlerde yaşamak, kimilerine göre daha güzel daha zevkli, daha samimidir. Hayatın tadını vura vura çıkartırsın. Kötüyü de, daha sıcak daha samimi yaşarsın. Eğer burayı seviyorsanız, eğer sahipleniyorsanız,  eğer dertleriyle dertleniyorsanız, yaşadığınız coğrafyaya değer verip yaşadığınız coğrafyadaki insanlara değer veriyorsanız, küçük yerde yaşam güzeldir.

Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur. 
Michel de Montaigne