Anne anneannemi neden saksı gibi diktiniz?
Çocuklara ölümü anlatmak, anne- baba için çok zordur. Çoğu zaman kendi acısını bile yaşayamayan ebeveyn birde o halde çocuğuna anarmaya çalışması oldukça yorucu bir hal oluşturmaktadır.
Çocukların sorularına ise mutlaka cevap verilmelidir. Gerekli  konuşmayı yaparken de çocuğun yaşını dikkate alarak ve sorulara net yanıtlar vermek büyük önem arz etmektedir.
“Çok küçüksün, büyüyünce konuşuruz, bunlar konuşulmaz, ne bicim bir soru bu” gibi yanıtlar vermek, çocuğun hem bu soruların yanıtlarını başka yerlerde aramasına neden olur, hem de sizinle iletişimini olumsuz etkiler.
Çocuklar, kayıplarda kişinin nereye gittiğini merak edebilir. Okul öncesi dönemdeki çocuklara ölümü anlatırken ölen kişi için “Melek oldu, uçtu, yukarıdan bizi görebiliyor ve duyabiliyor, ebedi uykusuna yattı, uzaklara gitti” gibi benzetmeler yapmak, çocukta kafa karışıklığı ve endişe yaratabilir. Bu tür soyut yanıtlar verildiğinde çocuğun zihninde bir şey canlanmayacaktır.
Çocukların ilkokula başlayana, yani yaklaşık 7 yaşına kadar soyut kavramları anlama becerileri henüz gelişmez. Göremedikleri, duyamadıkları, dokunamadıkları şeyleri kavrayamazlar. Bu yüzden onlara açıklamalarımızın somut ve anlayacakları şekilde olması çok önemlidir.
Aynı şekilde, bir ölüm haberini “O çok yaşlıydı, o yüzden öldü” diye paylaşmanızda çocukta yine ebeveynlerinin de bir gün yaşlanıp onu terk edeceklerine dair bir korkuya neden olabilir.
Bunun yerine, ölen kişinin artık yanınızda olamayacağını, göremeyeceğiniz bir yerde olduğunu, ama onu sevmeye devam edebileceğinizi anlatabilirsiniz. 
Çocuklar, bu süreçte “Siz de ölecek misiniz?” gibi sorular sormaya başlayabilir. Kendisinin yalnız kalacağına dair bir korku yaşayabilir. Bu durumda çocuğun korkusunu giderecek bir yanıt vermek gerekir; ama “Biz hiç ölmeyeceğiz” gibi doğru olmayan yanıtlardan da kaçınılmalıdır. “Bizi de ileride kaybedeceğin için korkuyorsun; ama bizler sağlıklı insanlarız. Daha uzun seneler senin yanında olacağız, bize ihtiyacın olduğunda yanındayız” gibi sağlıklı yanıtlar verilebilir.
Doğmak ve ölmek...
Tüm canlılar için kaçınılmaz sondur. Her canlının ölümü tadacağı bir dünyada, doğum ve ölüm kavramlarının önemi büyüktür. Doğum anında nasıl seviliyorsak, ölüm için tam tersi durumlar yaşarız. Bu sonun canlılar için kaçınılmaz olması ona karşı önemi de gözler önüne serer.
Ölüm ne zaman olur bilir misin dostum?
İnsan ne zaman ölür?
Tembellikten, inançsızlıktan mı ölür?
Hiçbir şeye değmeyecek hayatı hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaktan mı?
Eninde sonunda ölecekmiş gibi doğru yaşayamadığımız duygu mu öldürür insanı?
Ölüm hep aklında olsun...
Küçük bir çocuk ölümü değil, neşeyle yaşayacağı güzel günleri hayal etmeli!
Ölen kişi ile ilgili değerli işler yapmak, onun sevdiği ve bahsettiği durumları yerine getirmek, onun adına iyilikler yapmak çocuğa da iyi gelecektir.
Dünya fani, ölüm ani!