Bugünlerde hemen herkesin gündeminde iş hayatında çalışma koşulları ile ilgili konular, hemen herkes her şeyden muzdarip. İşverenler en çok çalışan, meslek sahibi eleman bulmakta zorlanıyorlar. Önce çalışan olarak başlayan bir kişi hemen akabinde çalışmayan ve üstüne üstlük bir problem yumağı haline gelebiliyor. Kimse çalışmak istemiyor, herkes hiç çalışmadan çok para kazanmak, az alışarak az üreterek, hiç üretmeyerek kazanç elde etmek istiyor. Nereden çıktı bu görgüsüzlük, nasıl oluştu bu ahlaksızlık tam olarak bilmiyorum. Sanırım ülkenin genel yapısından genel kanıksanmış ahlaksızlıktan mütevellit bu halimiz.

Hani çalışan işyerinde geldiği anda kendini para kazanmaya hak etmiş kabul ediyor, yani zatı muhterem işyerinde bulunsa yeterli, hiçbir iş üretim yapmasa da o parasını kazanmayı hak ettiğine inanıyor. Sanırım bu zihniyet kamu kurumlarında siyaseten işe alınıp hiçbir iş yapmadan orada oturan ‘salla başını al maaşını’ türünden esinlenmiş. Ya da bankamatik memurlarından da ilham alınmış olabilir. Hiçbir iş yapmadan hatta işe bile gitmeden alınan helal rızıkların yedirildiği bir nesil mi bu, bilmiyorum. Ancak önümde apaçık duran bir gerçek şu ki hem mesleksiz hem de ahlaksız bir nesil var ortada. Bu gidişin sonu da pek hayra alamet olmasa gerek.

Ahlak evde başlar, okulda şekillenir. Devamında ise toplumdan alınan yansımalar ile yerine oturmuş olur. Şimdi en başından evde başlamak lazım ahlak eğitimine. Ahlak derken; doğru yanlış, iyi kötü, haram helal, hak haksızlık, adalet zülüm, yalan doğru, söz vermek sözünü tutmak gibi basit ama evrensel olan erdemlerden değerlerden bahsediyorum. Bunlar evde öğretilmeye başlanmalı. Hatta ebeveyn olarak örnek olmalıyız. Yaşayarak uygulayarak örnek olmalıyız. Sonra okulda devam edilmeli, perçinlenmeli. Ahlak ama iyiden iyiye ciddiyetle yapılmalı.

Hatta belki eğitim sistemini kökten değiştirmeliyiz. Gördük ki hatta halen görüyoruz ki, bu eğitim sistemi ile iyi bir nesil yetişmiyor. Olmadı, olmuyor. Bu şekilde devam ederse olmayacak da. Çünkü bir değil birçok şey yanlış sanırım. Gurur yapmayı, inat etmeyi bırakıp hata ettiğimizi kabul edip şu eğitim sistemini de değiştirelim. Doğru bir eğitim sistemini şimdiden kursak bu ancak 10 yıl sonrasına ilk meyvelerini verecek. Yani ne kadar geç kalırsak o kadar kötü.

Öncelikle doğru adil ve devlet kontrolünde bir eğitim öğretim sistemi olmalı değil midir? Özel okul da nedir? Benim şahsi fikrim doğru, adil, hakça bir eğitim sisteminde özel okulların, özel kolejlerin yeri ancak binde bir olabilir. Bu özel okul zihniyeti ile insanlar daha ilkokuldan itibaren sınıflandırılıyorlar. Yani zengin fakir hatta daha az zengin daha çok zengin gibi sınıflandırmalar bu özel kolejler ile oluyor. İnsanlar daha ilkokuldan başlayıp toplumda sadece kendi sınıfları ile birlikte oluyorlar, çocuklarımız daha küçük yaşta sınıf ayrımını görüyor ve kaynaşamıyor.

Özel okullar olmamalı, devlet okulları olmalı. İlköğretim ve eğitim devlet eli ile toplumun nerdeyse tamamına eşit ve adilane verilmelidir. Devlet parasız yatılı okulları ihdas edilmelidir ki ülkenin her yerindeki maddi durumu iyi olmayan ancak okumak isteyen vatan evlatları, devlet eli ile milletin vergileri ile okutulsun ve kimseye minnet duymadan, vatana ve millete hayırlı insanlar olsunlar. Devlet parasız yatılı okulları açmazsanız kapatırsanız, bu çocuklar birilerinin adamı olurlar. Birilerine minnet duyarlar ki bunları geçmişte acı tecrübeler ile biliyoruz ve hatta yine devam eden bu yanlış hayra alamet değildir.

Meslek liselerini yükseltelim yüceltelim ve değerini verelim. Çünkü meslek liseleri yok sayıldığı değersizleştirildiği günden bu yana işler iyiye gitmiyor. Her alanda meslek liselerini artıralım ve cazip hale getirelim, meslek derken her meslekten bahsediyorum, inşaat ustası, sıvacı, boyacı demirci, kalıpçı, duvarcı, berber, bahçıvan, tesisatçı  metalci, elektrikçi, ziraatçı , balıkçı, yani MYK ile meslek anımsanmış, belirlenmiş standart olmuş ve oluşması gerekli olan tüm meslekler ile ilgili meslek liseleri olmalı, bölümler olmalı. Hatta tüm bölgelerde parasız yatılı meslek liseleri olmalı ki çocuklarımız devlet millet eli ile meslek sahibi olsunlar.

Eğitim sisteminde en kısa zamanda gerekli düzenlemeleri yapmak gelecek nesiller için boynumuzun borcudur.

Eğitimin ilk ve en iyi merkezi evdir. (Samuel Smiles)