Büyük felaketler yaşadığımızda, ağır kayıplar verdiğimizde hep aynı döngüyü tekrar yaşıyoruz. Önce bir toplum olarak derin bir üzüntüye kapılıyoruz, ardından kısa süreli refleks tedbirlerle bir hareketlenme başlıyor…
Ancak ne yazık ki zaman geçtikçe bu heyecan sönüyor, sıcaklık azalıyor, gündem değişiyor ve yangın güvenliği gibi “sıradan ama yaşamsal” konular yine unutuluyor.
Bolu Kartalkaya’daki otel yangın felaketinde yaşadığımız acı kayıplardan sonra, herkesin beklentisi büyük çaplı düzenlemeler, kapsamlı denetimler ve örnek olacak güvenlik uygulamalarıydı. Ama olmadı. Çünkü yangın güvenliği bu ülkede hâlâ ötelenen, ertelenen, görmezden gelinen bir başlık.
Oysa “felaketi beklemeden önlem almak”, gelişmişliğin ve kamu yönetiminde sorumluluk bilincinin temel göstergesidir.
Bugün gözümüzün önünde yükselen bazı kamu binaları ya da kamu-özel işbirliğiyle işletilen yapılar dahi yangın güvenliği açısından yetersiz inşa ediliyor. Hem de kamu kurumlarının gözetiminde, denetim alanında. Olay olduktan sonra geçici bir denetim, sembolik bir müdahale, kamuoyuna bir açıklama…
Sonra tekrar unutuluş. Çünkü ülkemizde gündem her gün değişiyor ve bu sürekli değişim, en temel güvenlik önlemlerini bile ikinci plana itiyor.
Yangın güvenliği, sadece otellerde değil, AVM'lerde, okullarda, yurtlarda, hastanelerde, sinema salonlarında, spor komplekslerinde, yani çoklu ve toplu kullanıcıların bulunduğu her yapı da ciddiyetle ele alınması gereken bir konudur.
Bugün bir otel yangını yaşandı diye, sadece otellerin denetlenmesi yerinde ama yetersizdir. Gerçek sorumluluk; olası tüm riskli yapıların, kamu veya özel fark etmeksizin, yangın güvenliği yönetmeliğine uygun hale getirilmesiyle yerine getirilir.
Unutulmamalı ki, “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” 2002 yılından bu yana yürürlüktedir. Yani 25 yıldır herkes bu yönetmeliğe uymakla yükümlüdür.
Denetlenenin verdiği “Bugüne kadar bizden istenmemişti” cevabı, aslında sistemin ne denli keyfi uygulandığını gösteriyor. Oysa yönetmelik değişmedi, sadece uygulanmadı.
Bu döngüyü kırmak zorundayız. Yangın güvenliği bir refleks değil, bir kültür olmalıdır. Ve bu kültür ancak yönetmeliklerin uygulanması, denetimlerin etkinliği ve kamu bilincinin yükseltilmesiyle sağlanabilir.