Allah nasip etti sağlık sıhhat içinde Ramazan ayına bu yıl da yetiştik. Ülkemizde deprem ve sel felaketleri gibi üzücü olaylar yaşayarak Ramazan ayına girsek de bu sorunlarımıza Müslümanlığımızın ve tarihten gelen yardım severliğimizin etkisiyle devlet-millet el ele verip, yaralarımızı hızla sardık, sarmaya devam ediyoruz. Bu felaketlerin hemen ardından Ramazan ayının gelmesi ayrı bir lütuftur bence. Çünkü bizler Ramazan ayına ayrı bir önem veririz. Zekatlarımızı genelde bu ay da veririz. Bu nedenle deprem destekleri hiç hız kesmeden devam etmektedir.

Ramazan ayının gelmesi bizi asla vaz geçemeyeceğimiz bedenimizin de diyeti olan oruçla buluşturdu. Ramazan’ın geldiği her yönüyle toplumumuzda fark edilmektedir. Oruç tutan Müslümanlar daha sakin ve sabırlı oluyor. Toplumda sataşma, kavga ortamları neredeyse dip yapıyor. Oruçluların karşısına çıkan olumsuzluklara yumuşak davranışlarla karşılık veriliyor. Bu da karşılıklı saygıyı beraberinde getiriyor.

Camilerimiz bu Ramazan da bir başka. Özellikle kendim her teravih namazını her yıl olduğu gibi bu yıl da değişik camilerde kılıyorum. Bu vesileyle hem imam arkadaşlarımla ve cemaatle görüşme imkânım hem de değişik bir atmosfer yaşıyorum. Ayrıca camilerimizdeki genel durum hakkında da bilgi sahibi oluyorum.

Her camide gerçekten önceki yıllara göre daha fazla cemaat bulunuyor. Genç ve çocukların camide oluşları bu yıl ciddi bir şekilde fark ediliyor. Hatta camilerde cıvıl cıvıl çocuk sesleri, zaman zaman saflar arası koşuşturmalar ve bu koşuşturmalara sabır gösteren cemaati net bir şekilde görmekteyiz.

Bazı camilerimizde hayır sahiplerinin getirdiği hediyeleri çocuklara hocaların dağıttığını da görüyoruz. Bu ramazan, çocuk ve gençlere daha toleranslı davranan bir cemaate de sahip olduğumuzu görmekteyiz.

Camilerimizde kadın ve kızlarımızı da yoğun bir şekilde görmekteyiz. Kadın mahfillerinde genellikle konuşma seslerinin uğultusu var. Bu aslında birbirini görmeyen eski komşu, arkadaş, akraba, tanıdıkların camide bir araya gelişlerinde bir hasbihal, hal hatır sorma faaliyeti. Cami adabına uygun olmasa da bir araya gelen eski dostlar, birbirini görmezlikten gelemiyor ve kısa konuşmalar olsa da bunların çokluğu camide bir uğultu ortamı oluşturuyor. Hatta bazen vaaz yapan hocalarımız, bayanların bu gürültüsünü ikaz etmek zorunda da kalıyorlar.

Camilerimizdeki teravih namazları da dikkat çekici bu yıl. Önceden bütün camilerde hızlı namaz kıldırma yarışları olurdu. Bu konu hep eleştirilirdi. Hatta bu namazların sahih olup olmadığı bile tartışılırdı. Bu ramazanda şu ana kadar camilerde bu durum neredeyse yarı yarıya indi. Cemaatin yetişebileceği bir hız var. Ama bazı arkadaşlarımızın kıraatları hala çok hızlı ve kelimeler deforme ediliyor. Bu konuya biraz daha dikkat edilmeli. Aslında çok hızlı olmayan teravihler daha az yorucu oluyor. Belki 3 dakika geç bitecek namaz ama, yorulmadan namaz gibi bir namaz kılınıyor, cemaat de bu durumdan daha memnun.

Camilerimizde Kuran mukabeleleri okunmakta ve mukabeleler de daha çok ilgi görüyor. Aslında birçok evde de mukabele kültürümüz devam ediyor. Ama cami mukabeleleri insanı daha çok sosyalleştirdiği gibi, ortam olarak da daha geniş ve serbest oluyor, bu nedenle özellikle evleri müsait olmayanlar da bu mukabeleleri takip ediyorlar.

Özetle camilerimiz bu Ramazanda çok hareketli ve geniş katılımlı geçiyor şükürler olsun. Ramazan’da yardımlaşmalar, iftar sofraları, komşularla kaynaşma ve ortak iftarlar, muhtaçlara yardımlar gibi birçok hayır hizmet ve ibadetleri de Ramazan ayında net bir şekilde görmekteyiz.

Hiç mi kötü, olumsuzluklar yok. Elbette Müslüman ülkesine yakışmayacak, oruçlarını açıktan yiyenler, oruçlulara saygı gösterme nezaketi olmayanlar da var. Evine, bedenine, kalbine, ağızına, kulağına Ramazan’ın girmediği yerler de mevcut. Ama onları da gül – diken ikilisine benzetmek lazım. Allah hepimize iman, güzel amel, hayırlı ibadet ve işler nasip etsin. Ramazanımız mübarek olsun. Nice Ramazan aylarına ümmet olarak, millet olarak huzur içinde ulaşmayı nasip etsin Mevla.