Yıllardan beridir Yalova’nın siyaseti başta olmak üzere, bürokrasisini, belediyelerini, spor camiasını, oda, sendika, dernek, birlik, kooperatif vb. kurum ve kuruluşların yaptıkları-yapamadıkları hizmetleri çok yakından takip eden bir gazeteciyim.

Liyakat sahibi olmayan, hak ve adaletten yoksun, dertleri makam olan, bu makamlara geldiklerinde ise usulsüzlükler yapan, görevlerini kötüyü kullanan; çok belediye başkanları, dernek başkanları, siyasetçiler, oda başkanları gördüm.

Bu tür kurumların başında olan kişilerin yaptıkları yanlışlıkları, kamu yararı gözeterek haberler yapmış, çok sert yorumlarda bulunmuş ve mahkemelik olmuş bir gazeteciyim.

Yeri gelmiş tehdit edilmiş. Defalarca hakaretlere maruz kalmış, türlü türlü engel ve baskılar görmüş bu tür makam sahipleri ile mücadelem 1995 yılından bu yana başlamıştır.

Gönüllü bir kamu görevi olarak değerlendirip yıllardan beridir iş olarak benimseyip, yaptığım gazeteciliği, her türlü maddi ve manevi zorluğa rağmen hala sürdürmekteyim.

Seçilerek içinde bulunduğum herhangi bir STK’da, bir meslek kuruluşu veya bir komisyonda göreve geldiysem, o görevin hakkını en iyi şekilde vermenin yanında; reklam kokan, beceriksizlikle yönetilen, sorun çözemeyen, hizmet üretemeyen, huzursuzluk ve güvensizlik yaşatan her yapının doğru ve hakkaniyetli yönetimi için mücadelem olmuştur.

Asla; haksızlığa, huzursuzluğa seyirci kalmayacağımın bilinmesini isterim.

Doğru, şeffaf, kamu yararı gözeten çalışmaların içinde olmak, insana saygı başta olmak üzere her fikir ve düşünceye tahammül göstererek, en sağlıklı kararları halkımız için almak, yaşadığımız kentin gelişimi için sağlamak boynumuzun borcu olmalıdır.  

Bu hayat görüşü ve mücadelemde, duygusallığa yer olmadığının herkes tarafından bilinmesini, hata yapanın, uyarı ve tenkitlere rağmen bu hatalarını sürdürmeleri karşısında ise gerekenin yapılacağımdan her kesin emin olmasını bir defa daha hatırlatır, ok yaydan çıktı mı, asla dönüşü olmayacağının da bilinmesini isterim...