Sektör çalışanlarının eğitimi; Portatif yangın söndürme cihazlarının dolum bakım ve muayenesi TS İSO 11602-2 standardına göre yapılmaktadır. Standartda muayene bakım ve dolum ile ilgili olarak madde ‘’4.2.1 Söndürücüler, kullanılmak üzere bulunacakları yere konuldukları zaman ve daha sonra yaklaşık 30 günlük aralarla kontrol edilmelidir. Söndürücüler gerekli hallerde daha sık aralıklarda kontrol edilmelidir.
Madde 4.3.1 a) Yılda bir kez den daha fazla olmayan, ancak 6 aydan da daha az olmayan aralıklarla bakım işlemi’’ yapılmalıdır. Standardın 4.4.1 maddesi ise ‘’Tekrar doldurulabilir tipteki bütün yangın söndürücüler kullanımdan sonra veya bir muayene veya bakım kusuru bulunduğunda yeniden doldurulmalıdır.’’ demektedir.
Konuyla ilgili ‘Binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik 99/7 maddesinde bahsi geçen standarda atıf yapmakla birlikte cihazların 4 yılda bir doldurulması gerektiğini belirtmektedir.’’ Ancak Cihazın içerisinde bulunan söndürme maddesinin depolama saklama koşullarıyla ilgili ekte sunulan belgede de belirtildiği gibi ortamın sıcaklık ve nem oranından vb. sebeplerden etkilenebilmekte fiziksel olarak bozulmaya uğrayabilmektedir.
Binalarda ve gerektiğinde açık alanlarda bulundurulan yangın söndürme cihazları farklı ortam sıcaklığı ve nem oranına maruz kalabilmekte fiziksel olarak 4 yıl dayanamaya bilmektedir.
Kaldı ki TS İSO 11602-2 standardı. 4.4.1 maddesi ‘’Tekrar doldurulabilir tipteki bütün yangın söndürücüler kullanımdan sonra veya bir muayene veya bakım kusuru bulunduğunda yeniden doldurulmalıdır.’’ diyerek muayene ve bakım sırasında yeniden doldurulmasına karar vermeyi cihazın imalatçısına ya da servis yetkilisine bırakmaktadır.
En temel insan haklarından biri olan anayasanın 17. Maddesinde düzenlenen ‘’yaşama hakkını’’ tehlikeye düşürecek bir durumun söz konusu olabileceği ‘Yangın Güvenliği alanında yapılan çalışmalarda en önemli unsur doğru güvenilir tedbirlerin alınması ve bu tedbirlerin azami düzeyde tutulmasıdır. Alınan önlemler ne kadar sağlıklı güvenilir ve azami düzeyde olursa ve kurulan sistem zamanında çalışırsa can kaybı en aza indirilebilir Yaşanan felaketler, yangın güvenliğinin nihai amacının can ve mal kayıplarının en aza indirilmesi olduğunu göstermektedir.
Uluslararası standart olan TS İSO 11602-2 ile binaların yangından korunması hakkındaki yönetmelik arasındaki çelişki sebebiyle uygulamada birlik sağlanabilmiş değildir. Bazı firmalar 4 yılda bir dolum yaparken bazıları 2 yılda bir yapmaktadır.
Periyodik olarak yapılması gereken bakımların dolum tesisinde ve nasıl yapılması gerektiği standartta ayrıntılı olarak belirtilmiş olmasına rağmen binaların yangından korunması hakkında Yönetmelikte Yangın söndürme cihazlarının periyodik kontrolü ve bakımı TS ISO 11602-2 standardına göre yapılır diyerek hem standarda atıf yapmakta hem de ‘’Söndürme cihazlarının standartlarda belirtilen hususlar doğrultusunda yılda bir kez yerinde genel kontrolleri yapılır ve dördüncü yılın sonunda içindeki söndürme maddeleri yenilenerek hidrostatik testleri yapılır’’ diyerek Uluslararası standartla çelişmektedir.
Bunun yanı sıra tüketicinin maliyetlere katlanmak istememesi ve konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, sektörde yaşanan bölünme müşteriyi her ne şekilde olursa olsun kapma hırsı 4 yıl garanti verilen cihazların bu kadar uzun süre sadece yerinde kontrolleri ile yetinilmesi hatta hiç kontrol edilmemesi boyutuna varmıştır.
Daha da ötesi dolum tesisine gitmeden sadece etiketleri değiştirilerek maliyetlerin altında verilen hizmetler hizmet kalitesini düşürmektedir.
Son kullanıcının bilinçlendirilmesi; Mesleki eğitim programı dışında hizmet veren sektör temsilcilerinin eğitimi kadar önemli olan diğer bir konu da tüketicinin yeterli bilgiye sahip olmasıdır. Dolayısıyla iş güvenliği alanında her iş yerinde iş güvenliği uzmanları ve ülkemizde yeni yeni tehlikeli madde danışmanlığı birimleri oluşturulmuştur.
Yangın güvenliği alanında da her yıl iş yerlerine düzenli olarak verilmesi gereken yangın güvenliği ve tatbikatı ülkemizde yine yeterince önemsenmeyen bir konudur. Bu alanda eğitim verecek olanlara yangın eğitim uzmanlığı adı altında verilen eğitimlerin çoğu da yeterli ve tatmin edici değildir. Bu alanda Eğitim verecek kişilerin eğitimi bile kâğıt üzerinde kalan parayı verenin belgeyi aldığı eğitimlerdir. Oysa böylesine önemli bir konuda eğitim verecek kişilerin ciddi bir donanıma bilgiye sahip olması gerekmektedir.
Olaya yangın güvenliği eğitimi alması gerekenler yani iş yerinde çalışanlar ya da nihai tüketiciler kullanıcılar açısından baktığımızda iş yerleri bu eğitimleri ve iş güvenliğini gerektiği kadar önemsemediği için çok kısa formaliteden ibaret eğitimler verilmektedir. Hatta çalışanların çalışma saatlerinde değil de öğle saatlerine dinlenme yemek saatlerine sıkıştırılmış eğitimler verilmektedir. Daha da ötesi bu eğitime hem zaman hem maliyet olarak katlanmak istemedikleri için eğitim almadan belge talep edilmektedir. Dolayısıyla toplumda bu bilincin oluşması iyice zorlaşmaktadır. Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda Belçika‘da yangın güvenliği eğitimlerin 8 saat olduğunu, durumun ülkemizdeki var olan tabloyla karşılaştırılamayacak boyutta olması iş güvenliğine ve yangın güvenliğine verilen önemi özetleyen çok üzücü bir tablodur.
Her iş yerinde her kurumda iş güvenliği uzmanlığı tehlikeli madde danışmanlığı gibi yangın güvenliği eğitim uzmanlığının ya da yangın güvenliği danışma birimlerinin bulunması daha güvenli iş yerleri ve bilinçli tüketicilerin varlığı açısından gereklidir.