Kırk yıllık tecrübeme dayanarak iddia ediyorum ki; pazarlama açısından Yalova Kaplıcaları,yani TERMAL ilçemiz ülke turizminin profesyonel anlamda ilk destinasyonudur. Bu da demektir ki ; TERMAL, Türkiye’de turizm temellerinin atıldığı ilk NOKTADIR.

 

AÇIKLAYAYIM

Çok gerilere gidip haksızlık etmeyeyim ama , Marmaris-Bodrum havalisinin turizm açısından isimlerinin telaffuz edildiği yıllar 70-75 yılları arasında başlar.

Antalya’da ise turizm en eski 75 yılında hareket göstermiştir.

Şöyle bir geçmişe gidip hatırlamaya çalışın. Özellikle benim kuşak.

Antalya’nın ilk duyulması OLİMPOS isimli Kemer’de bulunan gece kulübü ile başlar. Başlamasının sebebi de ,önceleri Zeki Müren’in ; daha sonraları da , Ajda Pekkan’ın bu gece kulübünde yaptığı tek gecelik sahne programlarıdır. Bu iki güzide sanatçımızın tek gecelik hafta sonu programları, başta İstanbul olmak üzere ,İzmir ve Ankara’nın SOSYETE kesiminin buralara akmasının, magazin basınında yer alması ile Antalya’yı popüler yapmaya başlamıştır.

 

Bodrum tarafı ise daha da geç başlar.

Bodrum’un isim yapması yine sanat dünyası sayesinde olmuştur.

Bilinmeyen bir sebep ile Zeki Müren’in Antalya’yı terk edip , Bodrum’a yerleşmesi ile başladı her şey. Sanatçının BODRUM PAŞASI ünvanı alması ile de Bodrum’da, iç pazarın MÜNFERİT anlamda açılmasını gerçekleştirdi.

 

TERMAL’DE İSE…

İlk olarak zamanın İran şahı ;( Şah Rıza Pehlevi’nin babası ) ulu önder Atatürk’ün davetiyle Termal kaplıcalarına geldi…. Sene 1929 !

1950’de de Edinburgh Dükü , yani kraliçe Elizabeth’in eşi ,Yunanistan ziyaretinin devamında Termal’e ikinci kez geldi.

Düşünebiliyormusunuz ? Ankara hükümeti ,ülkemizi ziyarete gelen yabancı heyetleri buraya getiriyor. Niye ? Çünkü o zamanlar ülkemizin TEK TURİZM MERKEZİ; Yalova TERMAL KAPLICALARI !

Ve aklımda olmayan nice önemli devlet adamları,iş adamları , sanatçıları , spor kulüpleri, bölgemize geldi. Termal’in eskileri muhakkak ki daha iyi bilirler.

 

GÜNÜMÜZ TURİZM PAZARLAMASI

Günümüzde ülkemizin turizm destinasyonları sayısal olarak arttı.

Antalya havaalanının varlığı Antalya’yı tetikledi..

Dalaman havaalanı ,Fethiye,Marmaris ,Bodrum ve Datça’yı patlattı.

Bunların paralelinde önce İngiliz’ler , akabinde Alman’lar sahillerimizde turizm patlaması yaşattılar. Bunlara Rusya’yı da eklediğimizde, Akdeniz ve Ege sahillerimiz, Akdeniz çanağının en önemli turizm merkezleri oldu.

Ama bakın sonrası nasıl gelişti:

Tamam lokomotif ülkeler bu üç ülke idi ama ; bunlara İsveç,Norveç,Finlandiya,Danimarka,Hollanda,İsviçre,Avusturya, Ukrayna,Letonya,Litvanya ve ilaveten bazı balkan ülkeleri ile Türki cumhuriyetleri de katılınca pastamız; pazar açısından ,yemede yanında yat, cinsinden oldu .

Şimdi üç lokomotif ülke dışındakilerin ortak bir özellikleri var : Her birinin nüfusu, bir İSTANBUL etmiyor !

Yani yıllarca , fuar fuar dolaşıp, bu küçücük ülkelere gidip otellerimize vatandaşlarını getirmek için yırtındık durduk.

Üstüne, yok uçak problemi,yok vize meselesi,yok pasaport işlemleri uğraş Allah,uğraş…

 

ÇEVREMİZ

Oysa bugün İstanbul ;onbeş milyon nüfus..Mesafesi BİR SAAT !

Bursa ; iki milyon nüfus…Mesafesi BİR SAAT !

Kocaeli ; bir buçuk milyon nüfus…Mesafesi BİR SAAT !

TOPLAM PAZAR : ON SEKİZ MİLYON BEŞYÜZ BİN KİŞİ !

Pasaport istemez…Vize istemez….Uçak gereği yok ! Gerekirse iki tane de uluslar arası havaalanımız var : Atatürk ve Sabiha Gökçen.

Bu nüfus yoğunluğunun, dedelerinin bile bildiği ilk kaplıca tesisi , YALOVA TERMAL KAPLICALARI…

“Sabah git – Akşam dön” misali..

İster KÜR al , 15 gün kal ; ister hafta sonu gel ,iki gece kal STRES at !

AMA GELEN – GİDEN YOK ! Gelenlerde gittikçe azalıyor..

Velinimetlerimiz (!) Arap’lar bile Karadeniz’e kaçıyorlar..

 

YAPILMASI GEREKENLER

Öncelikle burası , OY ENDEKSLİ belediyeler ile düzelmez.

Mesela bizim başkan İsmail ATİK.

Adam alt yapı çalışması yapıyor. Millet çamurdan şikayet ediyor.

Yazın yapsa olmaz. Çünkü sezon.

Su şebekesini değiştiriyor. Dolayısı ile sıcak-soğuk sular mecburen zaman zaman kesiliyor. ÖNCE BEN ARIZA ÇIKARIYORUM.

Trafik keza.. Başkan yeni yol güzergahı çıkaramıyor. Çünkü bölge turizm alanı. İstimlak etse para yetmiyor. Ama minibüsçü ; gece kahveye okey oynamaya gidecek, koca minibüsü tek caddeye getiriyor ve park ediyor ! Yahu zaten yol yetmiyor. Sonra minibüs ile kahveye gidilir mi yahu?

Vilayet ve kaymakamlık hak getire. Atanmışlar, koltuklarından korkuyorlar. Aman bir tatsızlık çıkmasın düşüncesindeler. Eh zaten cennet bir bölgedeler.

O zaman tek çare kalıyor : BURAYA , ANKARA EL ATMALI !

Yalova’nın ilgili –ilgisiz tüm sivil toplum örgütleri…Seçilmiş milletvekilleri konuyu Ankara’ya taşımalı…

Bölge halkından, turizm işletmecilerinden, turizmden anlarım diyenlerinden BRİFİNG alıp dosyalarını hazırlamalılar. Üniversite , başka üniversitelerle koordineli çalışarak proje geliştirmeli.

AB fonları…Dünya Bankası olanakları incelenmeli.

Yeni yapılanma projesi hazırlanıp vatandaşa izah edilip İKNA EDİLMELİ.

 

GÜNCEL PERSPEKTİFİMİZ

Yeni yapılan, YILDIZLI otellerimiz var..

Bir zamanlar otel olan, OTELCİKLERİMİZ var..

Pansiyonlarımız var..

Arap’lara verilen kiralık evler ve apartlarımız var.

 

Ama LOKANTA sayımız çok az..

İki kebapçı var ; biri kışın kapalı..

Bir Suriye lokantamız var..

Tantunicimiz var (bir tane)

Balık lokantamız yok..

Çınarcık’a toplu ulaşımımız yok..

Sudüşen’i Gemlik’e kaptırdık.. ( Buraya teleferik elzem)

Bir eczanemiz vardı. Kapandı..

Birinin şekeri yükselse İĞNECİ yok ! Sağlık ocağımız yapmıyor.

Sökük dikecek terzimiz yok..

Durak yok. Köşede sadece İKİ TAKSİCİ var. Üçüncüsü yok!

 

Yıldızlı otellerimiz de alkol yok. Bunu anlarım. Tercih meselesi.

Yıldızlı otellerde HAVUZ var…Bazılarında SPA var…Sıcak ve soğuk su tankı var..

Diğerlerinin çoğunda YOK.

Ben hep iddia ederim, mineralli su, tankta olmaz diye. Ama akışkanlı tank yapılabilir pekala..

Diğer otelcik ve pansiyonlarda da akşam yemeği yok. Sadece KAHVALTI.

Peki müşteri nerede akşam yemeği alacak? Mevcutlarda da akşama yemek kalmıyor zaten.

Kaliteli TOST,HAMBURGER,PİZZA yiyebileceği marka yerlerde yok . Bunlar olsa kim yiyecek , kim gelecek ki adam gelsin iş yeri açsın diyeceksiniz. Ama belediye TURİSTİK bir BUTİK çarşı yapar..3 masalı, dört masalı küçük işletmeler açılır. Sezon da da önlerindeki alana yayılırlar. Unutmayalım ki, her şeyin bir başlangıç adımı vardır.

Üstelik oda-kahvaltı müşteri artık kalmadı.

 

İKİ SENE SONRASI

Mevcut OTELCİKLER, eli mahkum PANSİYON olarak çalışacaklar. Mevcut pansiyonlar iş yapamayacak.

Biri gelecek adam gibi bir apart veya rezidans yapacak ( Ortaburun yoluna bir tane yapıldı bile) dolayısı ile mevcut evler,apartçıklar boş kalacak..Ve kapanacaklar..

 

YAPILMASI GEREKENLER

Mevcut küçük oteller tez zamanda restorasyona girmeli. Alaçatı, Şirince ,Urla gibi şirin BUTİK ve belgeli otel haline geçmeliler. Ve artık sadece kahvaltı değil , küçük de olsa bir mutfak faaliyetine girmeleri şart..

Küçük tesis bile olsa, PATRON yönetimi kalmaması lazım..

Muhakkak PAZARLAMA FAALİYETİ yapılması lazım. Öyle kapıda bekleyerek müşteri edinme devri kapandı.

Çok başlı otel işletmesi olmaz.

Bölgede  iyi-kötü tahminen 5000 yatak kapasitesi var..

Kaplıca var….Tarih var…Tabiat var..

Buna rağmen çevrende olan 18.500.000 kişiden , 5000 kişiyi getiremiyorsan , kapatalım tesisleri , emekliliğimizi yaşayalım..

Çocuklarımızda girsinler bir yere çalışsınlar !