Artık Ramazan’ın son günlerine geliyoruz, günler geçiyor, biz mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine daha mutedil ve daha yumuşak olmaya çalıştık ancak “su uyur düşman uyumaz misali - teşbihte hata olmaz “ yolsuzluklar, şaibeler, adam kayırmalar, peşkeş çekmekler, şaibeler Ramazan boyunca mola vermemiş aksine tam gaz devam etmiş.
Daha önceki köşe yazılarımda Yalova için bazı önemli konuların ana başlıklarından bahsetmiş ve bu konuların şifrelerini paylaşmıştım, açık açık olaylardan - kişilerden bahsetmemiştim. Çünkü niyetimiz üzüm yemektir bağcıyı dövmek değil, biz insanların hata yapmasını istemeyiz, bu sebeple şaibeli durumlar içinde olan kişilere köşe yazılarımızda gönderme yapıyoruz ki, yaptıkları – yapmak istedikleri şaibeli işleri yapmasınlar – gelecek günlerde de yapmak için heves duymasınlar. Fakat bizim uyarılarımıza rağmen yanlış - şaibeli işler yapma niyetini devam ettirdiklerini gördüğümüzde kendimizi biraz daha sert uyarılar yapmak zorunda hissediyoruz. Nush ile uslanmayanın hakkı tekdir’dir kaidesi gereği sorumlu kalem sahibi olmanın gereği budur diye inanıyoruz.
Konumuz birkaç kez bahsettiğimiz BETON SANTRALLERİ; Yerel yöneticilerimiz beton santrallerini bir bölgeye toplamak niyeti – arzusundalar. Ne güzel bir fikir, yani şehrin içinden, ya da kötü konumda bulunan tüm beton santrallerini bir bölgeye toplamak gerekir. Ne masum, ne akilane, ne çevreci, ne şehirci ne hoş bir fikir, gerçekten öyle ancak uygulamasına gelince işte sıkıntılar burada başlıyor.
Yönetim ve/veya yönetici anlayışında ( demokrasi –cumhuriyet – sosyal devlet ne derseniz deyin ) eşitlik, ya da eşit davranma ilkesi de esas ilkelerden biridir.Bu sebep ile uygulamalar esnasında adil –eşit olmaya özen göstermek gerekir , yani uygulamada bir çifte standart varsa , birine farklı birine farklı davranılıyorsa orada bir rant yada bit yeniği durumu muhtemeldir.
Şimdi beton santrallerinin tamamını bir bölgeye toplama gibi güzel bir karar alınmış, bu kararı desteklememiz için kararın icrasını da görmemiz, bilmemiz gerekir. Aşağıdaki soruların cevaplarını da bulmamız gerekir ki gönül rahatlığı içerisinde sizleri destekleyelim. Tüm beton santrallerini nereye taşıyacaksınız? Taşıyacağınız arazi kime, kimlere ait? Bu işlerden yakınlarınız çıkar sağlamayacak değil mi? Taşıyacağınız arazinin maliyeti –fahiş olmayacak değil mi? Herkese eşit – adil davranıyorsunuz değil mi? Bu arazi – araziler sizin tanıdıklarınızın değil değimli?
Eşitlik derken çifte standart yapmamanız gerektiğinden bahsediyorum, tüm beton santrallerini taşıyacağız diyorsunuz, Yalova’nın Bursa yolu çıkışında sağ tarafta yeni beton santrali yaptırıyorsunuz, bu nasıl iş, nasıl perhiz, birine santralini buradan kaldır şuraya taşı diyeceksiniz (ki adamın elinde ruhsatı var konumu da çok göze batan kötü bir yerde değil) diğerine hemen Bursa yolu çıkışında tesis yaptıracaksınız, üstelik ruhsatı var mı yok mu belli değil ( Şimdi siz dersiniz ki bu bizden önceki yönetim dönemindeydi biz ne yapalım) , birine uyguladığınız kanunu diğerine uygulamayacaksınız, bir çifte standart yapacaksınız.Bizde sizden bu işte RANT var diye şüphe etmeyeceğiz , yapılan her şeyin hizmet için yapıldığına  kim inanır – kim bu işte bir iş var diye şüphe etmez ki?
Yerel yönetici olmanın, kamu yararını korumanın, devleti – otoriteyi temsil etmek demek, elinde kırbacı ile baskıcı, zorlayıcı, ezici bir yaklaşım ile hükmetmek demek değildir. Bizi yönetenler bizim sahiplerimiz değildir. Bizi yönetenler emanetçilerdir. Yani bizim seçtiklerimiz – ya da bizim vergilerimizle toplum – kamu yararına görev yapan çalışan herkes bunun bilincinde olmalıdır. Baskıcı, ceberrut bir devlet - yerel yönetim anlayışı artık popülaritesini yitirdi, böyle bir anlayış çok eskilerde kaldı. Elinizde fırsat – güç varken size yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkalarına yapmayın, yarın siz yönetilen olduğunuz gün nasıl bir yönetici – yönetim şekli – kanun istiyorsanız bugün o şekilde davranın.
Bizi yönetenler yönetmeye talip olurken verdikleri sözleri, - vaatleri tutmalıdırlar. Yaptıkları her yanlışın – doğrunun karşılığını alacaklarını da bilmeliler. Hiç bir iş – amel karşılıksız kalmayacaktır. Unutmayın yarınların ne getireceğini kimse bilemez.
Bakın işte bir mübarek ramazan ayı daha bitti ve bayrama ermek üzereyiz. Ramazan boyunca bu mübarek günleri, saygı ve minnetle yaşayan, idrak eden tüm insanların bayramını kutluyorum. Allah’ tan sağlık mutluluk ve huzur niyaz ediyorum.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz
                                                                        Yunus Emre
                                
                                                        
                                                     
             
             
             
             
             
            