Yalova'nın yıllardır süregelen ama artık tahammül sınırlarını aşan bir sorunu var: trafik. Uzun zamandır bu konuyu köşemde yazıyor, her defasında çözülmesi için çağrıda bulunuyorum.


Görünen o ki, bu sorun çözülene kadar da yazmaya devam edeceğim. Çünkü bu sadece bir trafik meselesi değil; şehir yaşamının sürdürülebilirliği ve medeniyet göstergesi haline geldi.
Eskiden yalnızca sabah işe gidiş ve akşam dönüş saatlerinde yaşanan sıkışıklık, artık günün neredeyse her saatinde kendini hissettiriyor. Dörtyol'un her iki kavşağı, merkezdeki heykel bölgesi, Fatih Caddesi... Artık günün herhangi bir saatinde oralardan geçmek bir sabır Sınavına dönüşmüş durumda. Özellikle akşam saatlerinde ise Altınova-Yalova hattı, adeta kilitlenen bir arter haline geliyor. Bu tablo bize bir gerçeği açıkça söylüyor: Çevre yolu projesinin hayata geçirilmesi artık ertelenemez.
Şehrin trafik komisyonu, bu durumu görmezden gelmemeli. Masaya oturulmalı ve radikal adımlar atılmalı. Tek yön uygulamaları mı olur, giriş yasakları mı gerekir, park alanlarının yeniden düzenlenmesi mi....
Artık ne gerekiyorsa, gecikmeden yapılmalı.
Fakat sadece trafik akışını konuşmak da yeterli değil. Park sorunu artık başlı başına bir kriz haline geldi. Park yeri bulmak sadece şehir merkezinde değil, mahalle aralarında bile neredeyse imkânsız. Araç sayısı arttı, evet; ama asıl mesele insanların davranış biçimi. Üç araçlık yere bir aracını bırakıp "benden sonrası ne hali varsa görsün" diyen bir anlayış hâkim. Oysa aynı alana düzgün park edilse, iki kat fazla araç sığabilir.
Bu sadece trafik ya da park meselesi değil; medeniyet meselesi. Kibar olmak, nezaket göstermek, başkasının hakkına riayet etmek... Bunlar bir toplumun asıl göstergeleridir. Ne yazık ki, bu değerleri kaybettikçe sadece yollar tıkanmıyor; insan ilişkilerimiz, vicdanımız ve toplumsal düzenimiz de tıkanıyor.
Caddenin ortasında dörtlüleri yakıp her şeyi kendinde hak gören, trafiği yarım saat kilitleyen ama bunun farkında bile olmayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sonra da yurt dışına gittiğimizde, oradaki insanların "ne kadar medeni olduklarına” öykünüyoruz. Oysa medeniyet, kuraldan önce vicdanla başlar.
Belki de çözüm, sadece yeni yollar yapmakta, cezaları artırmakta değil; okullarda kibarlık, nezaket ve toplumsal sorumluluk gibi erdemleri yeniden öğretmekte. Çünkü yolun genişliği değil, yolculuğun kültürü önemlidir.
Geriye dönüp başlangıcı değiştiremezsin, ama olduğun yerden başlayıp sonu değiştirebilirsin.
C.S. Lewis