Geçtiğimiz günlerde Bursa’da Araştırma Hastanesine gittim. Genç bir doktora denk geldim. Gerekli tahlilleri verdi ben de ona ‘teşekkür ederim ablacım’ dedim. Söylediği laf aynen ‘ben senin nerden kardeşin oluyorum, akraba değiliz ki sizinle...’

Ben şok oldum resmen. Ya bir kere biz Türk’üz. Biz de ablacım, dayıcım, yengecim lafları çok kullanılır. Egoya bakar mısınız...?

Bir ‘ablacım’ kelimesini kaldıramadı bu genç doktorumuz.  

Sonra önüme gelene anlattım. Çok kişinin başına gelmiş bu tür olaylar. Annemin arkadaşı, doktora ‘oğlum’ dediği için doktoru kovmaktan beter etmiş.

Yazık, gerçekten çok yazık.

Bu ne tahammülsüzlük...

Geçtiğimiz gün annemi Devlet Hastanesinde fizik doktoruna götürdüm. Ayaklarına iğne vuruldu. ‘Acıdı mı teyzeciğim’ dedi ve sarıldı öptü. Annem, ‘kızım, yavrum’ diye hitap etti. Yani oda doktor, bu da doktor. İkisi de Devlet Hastanesi doktoru. Bir taraf da ‘oğlum’, ‘ablacım’ kelimesini kaldıramayanlar, diğer tarafta hastasını öpüp, sarılan doktorlar.

Şartlar koşullar da aynı...

Doktorlar, şartlardan şikayetçi, hastalar doktorlardan...

Bence, ortak paydayı bulmak lazım. Bu zamanda en çok lazım olan güler yüz ve anlayış. ‘Ablacım’, ‘abiciğim’, ‘oğlum’ gibi hitaplardan zarar gelmez.

Dedim ya biz ‘Türk’üz...

Bizim özümüzde var bu tür hitap şekli. Bana da hiçbir doktorun ‘hanımefendi’ diye hitap ettiğini duymadım. Şimdi ne yapayım, kavga mı etmeliyim...?

Kavga ve gürültüye gerek yok. Anlayış, sevgi ve saygı önemli. Ben, Hollanda da yaşadığım için orada ki doktorların tavırlarını çok iyi bildiğimden, burada (kendi ülkemde) de aynı muameleyi istiyor olmamda bir sakınca görmüyorum.

Ülkelerin ve şartların çok önemi yok. Davranış şekli önemli.

Mesela Aile Hekimleri, arkadaş gibi olmalı ve hastasına, ‘sorununu anlat oğlum, ablacım diyebilmeli.

Aile Hekimliği hizmetinden memnunuz çok şükür.

Darısı, Devlet Hastanelerinde görev yapan doktorlara...