Begüm‘ün dilinden anlatmak istedim ,o konuşsun biz dinleyelim istedim.

Ateşin düştüğü yerden duyalım tarifsiz acının ne demek olduğunu diyerek aktaıyorum. Bi rşehit kızının tüm şehit çocuklarının tercümanı olduğu fikriyle paylaşıyorum.

******

Ben seni hiç tanımadımki! Gülüşünü, konuşmanı, sesinin tonunu, kahkahanı hiç görmedim, duymadım ki! Hep düşünüyorum yanımda olsaydın ağzından "yavrum, kızım" sözcükleri nasıl çıkardı? Bu duygu dolu sözler benim yüreğimi nasıl ısıtırdı? İnsanların nefret ettiği sözcükler olur mu? Benim var: Baba. Çünkü ben bu sözcüğü "hiç bir  zaman" doya doya, dolu dolu söyleyemedim. Bunu duyacak, gözlerinin içi gülecek ve beni çok büyük bir sevgiyle kucaklayacak bir babam olmadı hiç. Evet tüm bunlar benim üzüntülerim, yokluklarım. Ama tüm bu büyük acının yanında bana en büyük onuru, şerefi yaşattın: Ben bir Şehit kızıyım. Bu gün ölümünün tam 10.yılı. Şu anda yanında, sevgi dolu kucağında olamasam da tam baş ucundayım . O soğuk mezartaşının tozunu ellerimden ateş çıkarcasına yıkıyorum babacığım. Gittin baba, gittin. Ben daha üç yaşındayken, seni sevmeye, tanımaya başlarken. Ben karısını, minicik bebeğini vatanı için bir yana bırakan, canını vatanına feda eden, cesur, yiğit, yüreği vatan sevgisiyle dopdolu gencecik bir üsteğmenin kızıyım. Ağlamamalıyım. Senin aksaçlı bir dede olduğun günleri hiç bir zaman göremeyeceğim; ama sen benim anılarımda, hatıralarımda hep o yakışıklı, gururlu, cesur ve genç üsteğmen olarak kalacaksın. Bu, çok onur verici baba. Bir tek kez seni görüp seninle tanışma ve konuşma şansına sahip olsaydım sana sadece teşekkür etmek isterdim. Annemi ve beni senden yoksun bıraktın; ama bana da, Çocuklarıma da, torunlarına da inanılmaz bir gurur yaşatan ve yaşatacak olan 'Şehitlik' ünvanını kazandırdın. Teşekkür ederim babacığım, teşekkür ederim.Begüm Özcan

Ve dün yine alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılan 38şehidimiz için ağladık.

Her biri, bir yana savrulan yaşam hikayelerinin sahipleriydi.

Acıyla birkez daha burkuldu yüreklerimiz.

Hep son  olsun diye,bir daha hiç yaşamayalım diye duacı olduk yine.

Ama bu alçaklığın önünü almak için dualarımızın fiili duaya dönüşmesi gerekiyor artık.

Bu zor zamanlar da zor işlerin başarılması kotarılması gerekiyor.

Milletçe bir imtihanın eşiğindeyiz aslında

Dayanışma birlik beraberlik ortak akıl ortak hedeflere kilitlenme imtihanı bu.

Hatalarımızı düşünmek bunlardan ders almak zamanı.

Nerede problem  var, nerede yanlış yapıyoruz,neyi ıskalayıp geçiyoruz.

eksiğimiz ne, neyi yapmamız gerekiyor da ihmal ediyoruzu bir özeleştiri olarak gündemimizde bulundurmak gerekiyor.

Dışarıdan ve içeriden istikbalimize kast eden her türlü ihanetin ve alçaklığın farkında olmak yetmiyor artık.

İnancın, bilimin, tedbirin ,çokçalışmanın ,ferasetinin san odaklı ve rasyonel bir bakış açısının ortaya çıkaracağı sinerji itici gücümüz olmalıdır.

Şehitlerimize rahmet yaralılarımıza acil şifalar dileklerimi ifade etmek istiyorum.

Sözün bittiği yerdeyim.

Ve tarifsiz keder içindeyim.