Arkadaşsız ederiz ama komşusuz edemezdik ,şimdi oda yok olmak üzere;Apartman hayatı diye bir şey uydurduk kim hangi dairede oturuyor bilen yok,yani komşusu taşınalı bir yıl oluyor,hoş geldin bir çayımı içme mutluluğu tatmadı nerede birbirlerinin isimlerini bileni arada bulasın ,neymiş aynı binada yaşıyorlar…

            Çocukluğumda komşumuzun evinden bir cenaze çıktımı tüm mahalle hanımları 40 gün “cenaze evine” yemek taşır,mutfak,ortalık temizlik işlerine yardım ederlerdi.Acıyı hafifletmek için komşusunun gözünün içine bakarlardı.Şimdi birkaç komşusu hariç taziyeye gelen bile olmuyor.Modern hayat böyle imiş,böyle modernliğe ne demek lazımsa rahatlıkla söyleyebilirsiniz.Nasırlaşmış ,ruhsuz her şeyi para ile ölçülen bir günler yaşıyoruz,Rabbim sonumuzu hayırlara ermesini nasip eylesin.Ailede bile maddi gücün kadar sesin çıkıyor,anılıyor sayılıyorsun.

            Şair ne güzel söylemiş “benim eller gibi gülmem imkansız bahtıma gülerim ben gülsem gülsem” can sıkıcı ,üzücü o kadar da düşündürücü “komşuluk” söyleşimizi sevimli Temel fıkrası ile devam edelim.

            TEMEL’İN KONVOYU

            Temel İstanbul’a gittiğinde kendisini yüzlerce otomobillik bir konvoyun karşıladığını söylemiş.Hadi canım sende ,demişler.İsterseniz,Cumhurbaşkanı ve Başbakana da sorabilirsinuz,onlarda aynı uçaktay du.

            Yalova’ya yerleşeli 20 yılını dolduran bir çok kardeşimle konuşuyorum ,maddi imkanları yerinde,mutlu,huzurlu yuvaları var,Yalova’mızın inanın 5 ilçesinin ikisini görmüş değiller,gezmiyor,görmüyorlar içlerinde bir kıpırtı yok üzülüyorum,cennet yalova’yı adım adım gezmelerini memleketlerine gittiklerinde dostlarına anlatmalarını arzuluyorum.Şevk vermeye çalışıyorum başaramıyorum.

            Tekrarda fayda görüyorum Muhtarımız Sn.Ebru Filiz’in mekanına ulaştıracağınız bir çorap unutmayın üşüyen bir ayağı kurtarıyor,evinizdeki kullanmadığınız eski eşyalarınızı lütfen bir poşetle muhtarıma ulaştırın,”ihtiyacı olan çok kişi” var ,yardım sizin gönlünüzün sadakasıdır.Gözleri yollarda onlarca kişi sizi bekliyor.