Geçen ay 40- 50 civarı arkadaşlarla bu iki ülkeye bir ziyaret düzenledik. Ekibimiz karma dünya görüşüne sahip ve farklı mesleklerden oluşuyordu. Organize eden Atayurt Derneği idi. Ekipte ve organizede bir sorun yaşanmadığı için yol arkadaşlarıma ve bu geziye sebep olan Uğur Daban’a teşekkür ederim.

Kuzey Avrupa hariç Avrupa’nın neredeyse tamamını gezme fırsatım oldu, Arap ülkelerinden de gördüklerim var. Doğu tarafta, sadece İran’a gidebilmiştim. Türk Cumhuriyetlerini merak ediyordum. Bu nedenle bu gezi benim için ayrıcalıklı bir gezi oldu.

Öncelikle çok uzak, uçakla bile insan bunalıyor, 6.5 saatlik bir yolculuk var. Ama havaalanına indikten sonra her şey doğal şartlara bağlandı. Her iki ülke de çok temiz ve nezih. Koşturma yok, doğal bir hareketlilik var. Mimari yatay olarak gelişmiş, yüksek katlı binalar yeni yeni inşa ediliyor. Sanayi çarşı ve OSB’lere pek rastlamadık. Her iki ülkede de sıradağlar meşhur. Genelde bol su var, dağların karları hala erimemiş, hayvancılık ve tarım fark edilir bir şekilde mevcut.

Sokaklar çok temiz, sokakta sigara içene rastlayamazsınız, kadınlarda teşhir yok, en açık giyen diz altı etek ve başı açık olarak sokakta görülebilir. Sokaklarda az sayıda insan görebiliriz. Hayat pahalı değil, yemekler bol ve ucuz. Şehirlerde merkezi her şeyin bulunabileceği kapalı çarşılar var. İpekyolu üzerinde olması nedeniyle çarşı kültürü eskiden gelen bir gelenek.

Turizmin fazla gelişmemiş olarak algıladım. Belki bu nedenle fiyatlar çok yüksek değil. Ahlak bozulmamış, çok fazla imrenme yok, çok doğal ve sakinler. Ancak son zamanlarda turizme yönelik yatırımlar artmaya başlamış. Kazakistan’da Etnik Hun Köyü ilginç bir köy. Tarihsel çadır ve hayat geleneklerini, yaşantı tarzını özetleyen bir köy. Ziyareti gerek.

Almaty merkez camiinde bir akşam namazı kıldık. 4 Saf cemaat vardı. 3 saf genç, bir saf yaşlı kesimden cemaat vardı. Komünizm dönemindeki baskılar o günün insanlarındaki dini eğitimi de törpülemiş, ancak yeni nesil İslam’a daha çok önem veriyor. Cami İmamı Türkçe biliyor. Mahmut Hüdayi Vakfı orada hocalara eğitim vermiş ve camilere hoca yetiştirmişler. Şu anda İslam Üniversitesi açılmış. İmamlar oradan yetişmektedir.

Bir okul ziyaretinde bulunup, muhtelif Türkçe kitaplar hediye ettik. TİKA bu okula çok modern bir sınıf tefriş ve dizayn etmiş. Akıllı tahtasından, sırasına kadar çok örnek bir sınıf. Türkiye’nin, Türki Cumhuriyetlerine çok önem verdiğini ve çok fazla yardım ettiğini ifade ettiler. Tür Dünyasını bir araya getirme gayretlerini çok anlamlı bulduklarını, bu birlik sağlanırsa çok daha hızlı kalkınacaklarına inanıyorlar.

Bişkek’te Diyanet İşleri Başkanlığının yaptırdığı camide de namaz kılma imkanımız oldu. Cami gerçekten çok görkemli ve büyük. Bu camiden dolayı da Türkiye’ye çok minnettarlar. Cami şehrin cazibe mekanlarından olduğunu öğrendik.

Bundan sonraki hedefim Özbekistan veya Kuzey Avrupa olacak, inşallah. Allah’a emanet olunuz.