‘’Bana niye selam vermedin’’ diye, insan canına kıyan bir insanlık düşmanının hikayesi gazetelerden birindeydi
Sordular neden yaptın diye
‘’Canım istedi’’ diye karşılık verdi..
Canın çıksın emi diyecektim ki
Yüzüne baktım sırıtıyomuydu ne..
Dünyaya nasıl baktığını merak ettim o an..
Renklimi ,siyah beyaz mı, ?.
Yada nereye bakıyordu...?
Sahi vicdanı olmayan göremezdi ki
Ya da ‘’yan baktın’’ cinayetinin ardındaki dram hayretlerinize sunulur.
Trafik magandalarının rengarenk(!) görüntüleri
Kimi 2016 model araçların direksiyonlarında arzı endam eden iyi giyimli parlak takım elbiseli hatta bazısı kravatlı odunlar.
Ne yaparsak yapalım ortasını bulamdığımız, ölçüsünü bilemediğimiz, uç ve uçuk savruluşlardı bunlar.
Kimileri, ki onlar ‘’toplum bilimciler ya da psiyatr’’ lar dır.
Onların benzer yorumlarını okurken ‘’toplumsal cinnet’’ tabirine takılıp kalmıştım.
Öylemi demek lazımdı bilemiyorum..
Tek çare ‘’maneviyat’’ diye meydan meydan dolaşıp bağıran bir büyüğümüz geldi aklıma teşhis doğruydu..
Ama ben inanmıyordum
Söylemdeki hakikate değildi itirazım.
Söyleyen(ler)e inanmıyordum.
...İşyeri sahibi, kiracısının kapısına kira istemek için gidiyor , cenazesi çıkıyor dükkandan.
Üst katta, yada alt katta ki komşu bir diğerine müziğin sesini kısarmısın demek için kapısına gidiyor ..cenazesi iniyor.
Ya da soluğu acil serviste alıyor adam
‘’Neden hastamla ilgilenmedin’’ yumruğu yiyen doktorların sayısı ?
Neden dikiz aynasından dikizledin.?..
Neden beni solladın..?
Neden parmak gösterdin.?
Ne demek istedin ?
Neden benden habersiz boşanma davası açtın...?
Neden dayağı yiyip oturmadın?
Neden karneme zayıf verdin...?
Şiddeti felsefi temelli bakış açısına ve hayat tarzına(!) çevirme gayretindeki mafya dizileri
Şimdilerde tartışılan çocuk yaşta evlendirilen minik bedenlerin dramı.....
(Tecavüz örneklemlerine şimdilik yer vermedim)
Yırca köyünde katledilen 6 bin ağacın haline mi yanalım, köylülerin feryadına, çığlığına, çaresizliğine, yürek paralayan yerlere savruluşlarına mı üzülelim...şaşırdım...
Tam şaşkın haldeyken...
Danıştayın yürütmeyi durdurma kararına sevinen köylülerin sırasıyla, çiftellelli zeybek,ve benzeri düğün dernek havaları eşliğinde ki oynayışlarını görünce de olduğum yere mıhlanmış oldum....
Ortasını bulamadık vesselam.
Sevincimizinde ölçüsü kaçmış , hüznümüzünde...
Saat saat,anlık zıtlıkları yaşıyoruz...
Tepkimiz de abartılı tepkisizliğimiz de.
Kadavra gibi..sanki. heyecansız...cansız....
Kimi , beyoğlunda 7-8 arabaya çarparak duran ,sonrada bikaç kişiye bıçak saplayıp polisi peşinden koşturan manyak insafsız.
Toplu ulaşım araçlarının kameralarından dünyaya servis ettiğimiz ‘’kısa metrajlı traji komik gerçekler’’
Fikre, düşünceye , silahla karşılık veren vicdansızlıklara ne demeli....
Menkul değerlerle uğraşırken
İnsani değerleri ıskalıyoruz
Daha da kötüsü..
Korkarım ki alışıyoruz...