Yeni yılda herkesin bir dileği var elbette...

Kimi bir cep telefonu, kimi arabasını değiştirmeyi, kimisi gitmediği yerleri gezmeyi, kimi evlenmeyi, kimi boşanmayı, kimi şehir değiştirmeyi, kimi var olan düzeni korumayı, kimi barışmayı, kimi ayrılmayı, kaçmayı, kimi hastalıklarından kurtulmayı, hastalığını yenmeyi, kimisi de özlemlerini gidermeyi, kimi onu sevecek birini, kimi de sevecek birisini, kimi çocuğunun üniversite sınavını kazanmasını, kimisi de kazandığı üniversiteyi bitirmesini diler...

Arar, durur, bekler...

Ya da yeni yıldan ümit eder.

Yani biz insanoğlu hep isteriz. İstemeden önce ‘ne verdik’ diye bir bakmak lazım aslında. İnanıyorum ki ne ekersek onu biçeriz. Mutluluk ekliysek mutluluk toplarız. Çok çalıştıysak muhakkak kazanırız. Eğer çocuğumuza terbiye verdiysek bunu yaşarız.

‘Emek olmadan yemek olur mu’ demiş atalarımız. Bence yeni yıldan şunu isterim, bunu beklerim demek yerine biz yeni yıla ne katabiliriz...

Yeni yılda neler üretebiliriz...

Yeni yılda, geçmiş yılda yaptığımız hatalardan arınarak dikiz aynasına değil, önümüzdeki yola bakarak ilerlemeliyiz. Ancak geçmişteki hatalarımızdan ders alarak.

Umudun bittiği yerde ümit, ümidinin bittiği yerde umut başlat...

Umudunu yitirmiş insandan ne beklenir. Umutlu insanlar olalım, yeni yıldan ümitli...

Beklentilerimizi eğer çok üst noktada tutarsak mutsuz olma ihtimalimiz yüksektir. Olaylar karşısında beklentilerimizi daha gerçekçi kılmalıyız. Böylece mutsuzluk oranımızı azaltabileceğimizi düşünüyorum.

İnsan ya inandığı gibi yaşamalı ya da yaşadığı gibi inanmalı. Bence bu hayali hayatın her alanında böyle olmalı.

Taklit sadece sahnedeki anlara mahsustur. Taklit yorar yıpratır. Nefretin hastalık sahibi eder. Öldürür gam tasa...

Yeni yılda kurtul bunlardan...

Yalandan, iftiradan uzak duralım yeni yılda.

Taklit hayatlar değil, gerçek hayatlar yaşayalım.

Paçalarından mutsuzluk akan kadınlar yerine, azıcık aşım ağrısız başım, gülen yüzler olsun etrafımızda. Ağaç değilsin ya ‘insanoğlu’ yer değiştirebilirsin!

Ne korkuyorsun...

İşinde mutsuzsan adam; çık git başkalarına da mutsuz etme.

Mutsuzluğunu yayma. Bulaştırma hastalıklı ruhunu.

Hastalık ya bu ille bulaşmaya çalışır. Hasta edecek ya, sen kaç...

Sevgiye koş, sevgi iyileştirir.

Sevgi paylaşımcıdır, yardımseverdir, güleçtir.

Hayatı yaşamak gerek. Geçmişte kalkmadan ama hep bir öğretmeyle hatalarımızı tekrar etmeden, anda kalarak geçmişten ders alıp önümüzdeki yola muhteşem ilerleyebiliriz. İşte bu çok güzel olur!

Yeni yılda hep mutlu olmayı bekliyorum. Geç bunları hep mutlu olamazsın!

Arada inişler olacak ki mutluluğu hissedebilesin. Maddi şeyler diliyorsun. Maddiyat bir duygu mudur değildir?

Onlar araçtır ve trafiğini rahatlatır, yaşamını kolaylaştırır. Ancak midenin alabileceği yemekler sınırlıdır. İnsanı asıl doyuran, asıl ruhunu onaran, onu besleyip büyüten güçlendiren duygudur. Duyguyu yakalamaya bakın. Duyguyu hissettiğiniz anda peşinden koşun sahip çıkın.

Mesela yeni yılda aşık olun. Yeni yılda sağlık dileyin. Sağlık yoksa hiçbir şey yok. Bunu bir kere kafanıza yazın. Sonra hareket edin. Hareket etmek kadar daha sağlıklı bir şey yok ki dünyada.

Haftanın belirli günlerinde çıkın sokağa yürüyün bir 20 dakika. Döndüğünüzde yeniden konuşalım. Çünkü zihniniz tamamen boşalmış, çoktan o beklediğiniz mutluluk hormonları çalışmış, sizin vücut ısınız yükselmiş ve parçaladığınız kanser hücreleriyle gençleşeceksiniz bana inanın.

Sevgili okurlar yeni yılda bir gün şöyle baharda unutmayın toplanalım. Sahilde deniz kenarında çaylar benden söz!

Hep birlikte güzel bir sabah sporu yapalım. Uzun yıllar oldu yaptırmayalı...

Sohbet ederiz dostlar...

Ne diyorduk yeni yıldan beklentilerimiz diyorduk. Yok cüzdanın para dolsun taşsın, yok bankada hesapların olsun...

Acaba bu durumda olanlar ne kadar mutlu. Yoo size fakir edebiyatı falan yapmıyorum. Bayağı gönülden aklımdan söylüyorum. Bu bir gerçek unutmayın para mutlu etmez o bir duygu değildir.

Ama yaşamı bir ciddiye al öyle böyle değil sahildeki bir taşa otur ağız tadıyla ye sokak simidini, iç çayını ama sevdiğin olsun yanında. Bak bakalım ne seni daha çok mutlu edecek var mı başka bir şey...

Askerde mi oğlun, karşıladığını bir boynuna sarılıp öptüğünü düşünsene?

Yarın uzakta mı?

Geldi de kucakladı seni!

Acaba dünyaları verseler değişir misin o duyguyu?

Tanrı kimseyi çocuğuyla sınamasın!

Hasta evladın iyileşsin, kalksın yürüsün bakayım dünyaları vermez misin?

Çok şey var konuşacak. Eve aldığın kanepeyle değiştirdiğin perdelerden mutlu olmayı bekleme. Ömrün boyunca taksit ödersin sonra. Mutluluk içimizde :)

Mutluluk sende...

Mutluluk kararlarında...