Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, 2023 itibarıyla dünyada yaklaşık 537 milyon diyabetli birey bulunuyor ve bu sayının 2045 yılına kadar 783 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Peki, diyabet nedir ve bu hastalığın yaygınlığı neden bu kadar artıyor?

Diyabetin Türleri ve Nedenleri

Diyabet, vücudun insülin hormonu üretimindeki eksiklik ya da insülinin etkin bir şekilde kullanılmaması sonucu kan şekerinin kontrolsüz şekilde yükselmesiyle ortaya çıkar. Temel olarak üç türü bulunur:

1. Tip 1 Diyabet: Genellikle çocukluk ya da gençlik döneminde başlar. Bağışıklık sisteminin pankreas hücrelerine saldırması sonucu insülin üretimi tamamen durur.


2. Tip 2 Diyabet: Daha yaygın görülen bu tür, genellikle yaşam tarzıyla ilişkilidir. Aşırı kilo, hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme risk faktörleri arasındadır.

Yalova’da usta ambulans şoförleri kıyasıya yarıştı Yalova’da usta ambulans şoförleri kıyasıya yarıştı


3. Gestasyonel Diyabet: Gebelik sırasında ortaya çıkan bu tür, doğumdan sonra genellikle kaybolur ancak anne ve bebek için ciddi riskler oluşturabilir.

Diyabetin Belirtileri

Diyabetin belirtileri genellikle sinsi bir şekilde ortaya çıkar. En sık görülen belirtiler arasında şunlar yer alır:

Aşırı susama ve sık idrara çıkma,

Açıklanamayan kilo kaybı,

Sürekli yorgunluk,

Bulanık görme,

Yavaş iyileşen yaralar.


Bu belirtilerin herhangi biri fark edildiğinde bir uzmana başvurmak hayati önem taşır.

Yaşam Tarzı ve Diyabet

Tip 2 diyabetin yükselmesindeki en büyük etkenlerden biri modern yaşam tarzıdır. Yoğun iş temposu, hareketsiz yaşam ve yüksek şeker içeren hazır gıdaların tüketimi, bu hastalığı adeta bir salgın haline getirdi. Uzmanlar, sağlıklı bir yaşam tarzının diyabetten korunmada ve hastalığın yönetiminde en etkili yöntem olduğunu belirtiyor.

Alınabilecek Önlemler

Sağlıklı Beslenme: Rafine şekerden ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak sebze, meyve, tam tahıllar ve protein ağırlıklı bir diyet tercih edilmelidir.

Düzenli Egzersiz: Haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yapmak kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.

Düzenli Taramalar: Özellikle risk gruplarında yer alan bireylerin (ailede diyabet geçmişi olanlar, obezite, ileri yaş) düzenli olarak kan şekeri ölçümü yaptırması önemlidir.


Tedavi Yöntemleri ve Yeni Gelişmeler

Diyabetin kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, hastalığın kontrol altına alınması mümkündür. İnsülin enjeksiyonları, oral ilaçlar ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla hastalar, hayatlarını kaliteli bir şekilde sürdürebilir.

Son yıllarda, diyabet tedavisinde yenilikçi yaklaşımlar dikkat çekiyor. Özellikle yapay pankreas sistemleri, gen terapisi ve akıllı insülin teknolojileri üzerinde yapılan çalışmalar umut verici sonuçlar sunuyor. Ayrıca, sürekli glikoz ölçüm cihazlarının yaygınlaşması sayesinde hastaların kan şekeri kontrolü daha kolay hale geliyor.

Diyabet, yalnızca bir sağlık sorunu değil; sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileri olan küresel bir krizdir. Bu hastalıkla mücadelede bireysel farkındalığın yanı sıra toplumsal bilincin artırılması da kritik öneme sahiptir.

Sağlık profesyonelleri ve araştırmacılar, diyabeti önlemek ve tedavi etmek için çaba sarf ederken bireylerin de sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimseyerek bu sürece destek olması büyük önem taşıyor.

Unutmayalım, diyabet kontrol altına alınabilir; yeter ki erken teşhis ve doğru yönetim sağlansın.

Editör: Canan Avcılar