Ofluoğlu, yoksulluk, göç, eğitime erişimdeki eşitsizlik, işsizlik, denetimsizlik ve ucuz işgücü talebinin, çocukların eğitim ve gelişim haklarından mahrum kalmasına yol açtığını belirtti. “Piyasa mekanizmalarının çocuk emeğini sömüren yapısına karşı etkili ve kapsayıcı politikalar geliştirilmesi kaçınılmazdır” dedi.

2020 yılında %16,2 olan 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılım oranının 2024'te %24,9’a yükseldiğini aktaran Ofluoğlu, MESEM kapsamında çalışan çocuklarla birlikte çocuk işçi sayısının 1 milyon 474 bine ulaştığını açıkladı. Eğitimden kopuşun da endişe verici boyutta olduğuna işaret eden Ofluoğlu, okullaşma oranlarının ilkokulda %95, ortaokulda %91,5, ancak ortaöğretimde %88’e düştüğünü söyledi.

Berfu ve Eser Yenenler Paris'te Dolandırıldı
Berfu ve Eser Yenenler Paris'te Dolandırıldı
İçeriği Görüntüle

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine de değinen Ofluoğlu, 2013-2024 yılları arasında 742 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini, yalnızca 2025’in ilk dört ayında 23 çocuğun hayatını kaybettiğini belirtti. Bu ölümlerin %54’ünün tarım/orman, %12’sinin inşaat/yol, %7’sinin ise metal iş kolunda gerçekleştiğine dikkat çekti.

Çocuk emeğinin yoğunlaştığı tarım sektörüne dair yasal düzenlemelerin eksik kaldığını ifade eden Ofluoğlu, 50’den az işçi çalıştıran tarım işletmelerini de kapsayacak şekilde mevzuat düzenlemeleri yapılması gerektiğini vurguladı. MESEM’lerin derinleşen yoksulluk içinde çocuk işçiliğine zemin hazırlayan bir yapıya dönüştüğünü kaydeden Ofluoğlu, bu yapıların yeniden gözden geçirilerek meslek liselerinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Son olarak, staj alanlarının çocukların gelişimlerine uygun hale getirilmesi, müfettiş denetimlerinin sıklaştırılması, kriterlere uymayan işyerlerinin staj merkezi olarak kabul edilmemesi gerektiğini belirten Ofluoğlu, “Her çocuk kaç yaşında olursa olsun bir bireydir. Devletin görevi, çocukların birey olma sürecinde karşılaştığı tüm engelleri kaldırmaktır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.