Çiftlikköy Belediye Başkanı Ali Murat Silpagar’ın da ilgiyle izlediği söyleşide iki tarihçi yazar, Çiftlikköy Belediyesi Düğün ve Konferans Salonu’nda izleyenlere Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan günümüze tarihimizle ilgili kırılma noktaları ve tespitlerini aktardı. Söyleşi sonrasında Başkan Silpagar, profesörlere anı tabağı hediye ederek teşekkürlerini dile getirdi.
“Eski imparatorluk coğrafyasıyla bağlar yeniden kuruluyor”
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışının kristal bir bardağın tuzla buz olması kadar hızlı gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Afyoncu ve Prof. Dr. Gündüz, bu yıkımın etkisinin Türkiye üzerinde 1980’lere kadar süren büyük bir travmaya ve içe kapanmaya neden olduğunu belirtti. Prof. Dr. Afyoncu, Türkiye’nin Balkanlardan Afrika’ya, Ortadoğu’ya, 100 yıllık kesintinin ardından eski imparatorluk coğrafyasıyla köprüleri yeniden kurmaya başladığını kaydetti.
“Türkiye’nin önünde 2 büyük engel var”
Türkiye’nin önündeki iki büyük engel olduğunu söyleyen Prof. Dr. Afyoncu, bunlardan birincisinin nüfusun arttırılması zorunluluğu olduğunu ifade ederek, “İki, önemli bir şey; Türkiye dar siyasi çekişmelere mahkum oldu 28 Şubat’tan beri. Son 26 yılda fikir üretilmiyor Türkiye’de. Problemler ancak kavga sebebi oluyor. Japonya gibi bir sanayiye sahip oluruz, fikirler sizi ekonomik olarak zenginleştirir. Ancak fikir üretmediğiniz zaman medeniyet iddianız olmaz. Türkiye’nin şu anda bana göre önündeki iki büyük problem budur” diye konuştu.
“2.Abdülhamit konusunda bir ortayı bulamadık”
Söyleşinin ardından seyirci sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Afyoncu, 2. Abdülhamit döneminde hiç toprak kaybedilmedi tezinin doğruluğunun sorulması üzerine şöyle yanıt verdi; “2. Abdülhamit döneminde kaybedilen toprak fazladır. 80 öncesinde hain, korkak, kasap padişah derken, 80’lerden sonra da daha muhafazakâr iktidarlar gelince bu sefer de Abdülhamit’i kutsala döndürdüler. 2.Abdülhamid sayesinde bir karış toprak kaybedilmedi denildi, bir ortayı bulamadık. Fakat buradaki problem şu, Mısır gibi bazı topraklar elden gitmiş, zaten imparatorluğun tamamını tutmanız mümkün değil. Mesela Tunus’u elinizde tutamazsınız. Ama O diyor ki, ‘Anadolu, Rumeli, Suriye, Irak buralar İmparatorluğun ana coğrafyasıdır. Ben buraları kurtarmak için çalışıyorum.’ Mantığı bu”.