Bunalmışlığınıza çare aradığınız zamanlar olmuştuır.

Dostlarınızdan  bi  güzel  kelam,

Hiç  olmazsa bir  samimi  selam işitmek hevesiniz.

Bu sıcaklığa ve  samimiyete her geçen gün  ne  kadar da ihtiyacımız olduğu  gerçeğini bilmem  söylememe gerek var mı?

Hayatın  koşturmacası arasında ıskaladığımız nice değerlerin unutulup gitmesi

Vefasızlığın alabildiğne salgın bir hastalığa dönüşmesi

Hodanist, yani menfaatçi ve tek taraflı beklenti üzerine kurulmuş sefil bir hayat tarzına  sürüklenme  eğilimi...

Hüzünlerimiz ve  sevinçlerimizdeki  ölçüsüzlük,bir türlü ortayı bulamama endişesi.

Anlaşılamamak,anlatamamak,anlayamamak,üzerine kurgulu bir gürültüye kurban  gitmek.

Nezaket ve  zarafet tarzı davranış kalıplarının hoyrat haşin kaba ve  şiddete dönük olumsuzluklar karşısında kaybolmaya yüz tutması.

Medyanın ruh  sağlığımız ve  gönül dünyamız açısından ciddi risk taşıyan yayınları.

Sıradanlaşmak ve hayatı rutine bağlamak.

Maskelerin ardındaki  yüzlerin şerrinden emin olamamak.

Hakikat ve  samimiyetten  mahrum,sentetik,defolu  sabıkalı zorlama tavırlar.

İlk yağmurda boyası dökülüp,foyası ortaya çıkan ilişkiler.

Dünyevileşme eğiliminin getirdiği manevi problemler.

(Dünyevileşme derken,maneviyata dair  ne  varsa ihmal  anlamında kullanıyorum .inanan insanın ahiret kaygısından uzak ,değer üretmeyen vicdan fakirliği)

Kaba softalık  ham yobazlık ilme bilime medeni olmaya,nezakete karşı  duran şekilci Din anlayışı.

Vurarak kırarak dökerek tebliğ(!)etme hastalığı.

 

 

 

Hüdai hazretleri.

 

Üsküdara gittiğimde,yolumu Aziz Mahmud Hüdai türbesine düşürdüm.

Türbeperest tavırlara yol açmayacak,ölçüyü zorlamayacak,sadece  manevi kazanç devşirmek adına böylesi ziyaretleri önemsiyorum.

İç aydınlanmaya,muhasebe yapmaya,hayatı anlamına  uygun yaşamaya dönük bir arınmaya yol açacağını düşündüğüm için önemsiyorum.

Zira, söz konusu Hüdai hazretleri olunca ,olay bir başkalaşıyor gözümde.

İlim ile  irfanın harmanlandığı,muhteşem bir profil.

Aslolanın güzel  davranmak ve gönüllerde  yer  etmek olduğu ,

Sevgiye,kardeşliğe,fedakarlığa  dair örneklere bolca  rastlanılan bir gönül mimarı  olduğu için değerli  buluyorum.

‘’Sokağımızdan geçen  bizimdir’’ deyişindeki  sahiplenişi okuduğum için önemsiyorum.

Kalabalıklar arasından süzülüp,sonsuzluğa açılan  perdeyi aralamak gibi önemsiyorum.

Ekmek gibi, su gibi, ihtiyaç olduğu için önemsiyorum.

Malın,  mülkün, ömrün faniliğni haykırdığı,taşlaşmaya yüz tutmuş kalplerin ,yosun  bağlamış vicdanların yeniden  işler hale gelmesi ihtimali için önemsiyorum.

Her gelenin göçeceği bir alemin gecici heveslerine kurban gitmemek, ziyan olup harcanmamak  adına  önemsiyorum.

 

 

Hakka, hakikate,Allaha çağırana ses vermek adına önemsiyorum.

‘’Kendine  çağırandan  şeyh olmaz ,şeyh dediğin hakikate davet  eder’’ sözüyle Taptuk emrenin temsil ettiği iman güzelliğine olan  hasretimi farkettiğim için önemsiyorum.

 

‘’Bana gel , benden başka  hakikat yok,

Kurtuluşun  bendedir’’.diye ortalığı birbirine katan  Din bezirganı,istismarcısı,maneviyat tüccarlarından çok çektiğimiz için önemsiyorum.

 

Sadelik,tevazu,ilim ve  ilmin güzel davranışa dönüştüğü irfan gerçeğine rastlarsınız ‘’Hüdai ‘’de.

Nice makam sahiplerinin unutulup  gitmesine karşın,akılda kalmayı,hayırla anılmayı başardığı ve yüzlerce yıl sonra bile bunları hatırlattığı için önemsiyorum Hüdai hazretlerini.

 

İhtiyacım  varmış meğer.

 

 

 

 

Tesettürün önemini anlatacağız diye yırtınmak..(!)

 

Biri, manavdaki  domates, üzerinden,bir diğeri ise,

 

, teşhir malının vitrinde  yarı  fiyatına düşürülerek satıldığı örneğinden  hareketle

‘’Anlayana’’ notuyla izah etmeye çabalıyor konuyu.

 

Güya, meselenin ne  kadar mühim olduğunu izah edecekler.

Bu konuda felsefi izah  girişimlerinin çeşitliliğinegirmeyeceğim.

.

Gördüğünüz gibi örnekler, değer üzerinden  değil , fiyat üzerinden

veriliyor.

Tanımlama  konusunda ki  acziyetin ve  düşülen  acınası halin bizi  getirdiği noktadır bu.

 

Ayrıca fasit kıyastır  anlayacağınız.

 

Son  cümle,

 

Değerlendirme ve  fiyatlandırma konusundaki  sıkıntımızın  ilanıdır.