(1 Aralık 2023 tarihinde yaptığımız Kudüs ziyareti yazımızın devamıdır.) Bu ziyaretimizde sadece Kudüs içini değil, diğer kutsal yerleri de görme imkânımız oldu. Kudüs ve Filistin’e Müslümanların neden Kâbe gibi sahip çıkmaları gerektiğini bu ortamları ve tarihi görünce daha iyi anlamış oldum. İslami dönemin ve Türklerin izi her yerde mevcut. Kudüs ve Mescidi Aksa’da mereseler, mahalleler kurulmuş ve hizmet vermişler. Bu gün özellikle Faslılar Mahallesi işgal edilip ağlama duvarı ve Yahudi mahallesine dönüştürüldü. Nebi Samuel, Halil İbrahim Camii gibi birçok cami ve kabirde Osmanlı emeklerini ve mühürlerini görsek de, bunların neredeyse tamamı işgal edilmiş durumda. Yine Filistin’deki çevresi yüksek duvarlarla çevrili ve duvarların üzerine ve yan yüzüne çekilmiş jiletli tellerle bu Filistinlilerin yerleşim yerlerine giriş çıkışı engellenen tecrit ve utanç duvarlarını görmek de ayrı bir hezeyan idi. Doğu Almanya’da yıkılan utanç duvarlarına dünya sevinirken, bu bölgede çok daha küstah duvarların inşasına sessiz kalan iki yüzlü dünyayı burada da kendi gözlerimizle görmüş olduk. Yafa kentindeki Mahmudiye Camisi ve külliyesi, su sebili ve saat kulelerini de bir arada gördük. Mahmudiye camii şehir merkezinde bir külliye şeklinde hizmet vermektedir. Ancak Saat Kulesi Osmanlı mimarisini taşısa da sembolü değiştirilerek, İsrail’in Yafa işgalindeki ölen askerlerinin anıtı haline dönüştürülmesi, Türk izlerinin silinmesi insanın içini acıttığı doğrudur. Ayrıca, bu gezimizde İsrail’in işgal yöntemlerini, Filistin halkını nasıl kilitlediklerini, hayat pahalılığıyla nasıl çaresiz bıraktıklarını, Kutsal mekânları nasıl adım adım işgal ettiklerini, yüksek duvar ve tellerle örülmüş tecrit edilmiş şehirlerini de görme ıstırabını yaşadım. Örneklendirecek olursak, uluslararası yasalara dayanarak şehrin veya mescidin güvenliği bahane edilerek önce bir kontrol noktası olarak konteynırla oluşturulmakta, arkasından güvenlik elemanları için sosyal ihtiyaç alanları için çevredeki Filistinlilerden zorla bir kısım arazinin boşaltılmasını isteyip orası tel örgüyle çevrilmekte, daha sonra onun çevresindekiler taciz edilerek yerleri ya satın alınarak veya ihtiyaç var gerekçesiyle boşaltılarak alan genişletilmektedir. Mahalle boyutuna gelince de güvence altına alınıp inşaatlaştırılarak Yahudilerin iskanına açılıp işgal edilmektedir. Özellikle Müslümanlara ait camiler dahil, tüm ibadethanelerin giriş çıkışlarını sıkıyönetim tarzında her vakitte aramalar ve kontrollerle esaret altına almış İsrail yönetimi, bakışlarıyla bile rahatsız etmektedirler. Kutsal mekanların bir kısmını istila ederek, kullanımını kendileri yapmakta, artık Müslümanlar o mekanlara ziyaretçi olarak gidebilmektedir. El Halil kentindeki Halil İbrahim caminin yarısını işgal edip, sinagog yapmaları, istediklerinde aradaki kapıyı açarak camiyi de kullandıkları, bu caminin de kontrolünün elden gittiğini görmek ayrı bir acıdır. Bu camide Hz. İbrahim peygamber ve eşi, İshak as. gibi peygamberlerin kabri de bulunmaktadır. Bu cami ziyaretinde XRay cihazlarından geçerek ibadete gidilebilmektedir. Mesela İsa Peygamberle ilgili de çok detay bulunur Filistin’de. Davut peygamber, Samuel Nebi, Yakup peygamberin çocukları ve daha birçok kadim tarihi orada görünce Kuranı Kerim bilgilerimiz tamamen yerine oturmaktadır. Bu nedenle Kudüs’e gelmeden en azından bu alanlarla ilgili bazı videoları izlemek ve kitaplar okumak lazımdır. O zaman bu ziyaret çok daha anlamlı olacaktır. Belki son olarak şuna da değinebilirim. Orada Filistin halkı da Türkleri çok sevmektedir. Kendilerinin arkasında duran tek ülke Türkiye’dir denebilir. Endonezya ve Malezya gibi ülkelerden de ziyaretçi desteği gitmekte, bunun dışında Kudüs diğer İslam alemince unutulmuş veya ses çıkartılamayacak şekilde susturulmuştur. Ayrıca çok pahalı bir kent olması dolayısıyla ziyaretler caydırıcı durumdadır. Normal yolcu bileti 9.500 TL olarak gidiş dönüş bileti alabiliyorsunuz. Turlarla yapılan ziyaretler veya THY’ninindirimli dönemlerinde bilet alınarak ziyaretleri gerçekleştirmek daha ideal görünmektedir. Ama bu bölge asla yalnız bırakılmamalı, mutlaka hem dini hassasiyet açısından, hem de stratejik açıdan mutlaka ziyaret edilmelidir. Buradan bir de İKRA Turizm ve rehberine teşekkür etmek istiyorum. İKRA Tur gerçekten çok düşük bir ücretle Merhamet Teşkilatı yöneticileri olarak bizi bu tura dahil etti. Hatta turun sorunlu geçeceğine de inanmıştık. Ama otel olarak da, açık büfe yemekleriyle, oda konforlarıyla, özellikler Rehber kalitesiyle mükemmelin zirvesini yaşadık. Bu nedenle Merhamet Teşkilatı yöneticilerimize, tur yetkililerine, rehberimiz Abdülkadir beye çok teşekkür ediyorum. Hayatımın ender dört gününü yaşadım bu Kudüs ziyaretiyle. İKRA Tur’un Kudüs ziyaretlerinde kar almadığını, Kudüs’e insanların ziyaret yoğunluğunu artırmak için teşvik amaçlı maliyet bedeli olarak hizmet verdiğini öğrendiğimizde hepimiz duygulandık. Sağ olun Ömer Bey. Tura katılan istisnasız 50 arkadaşımızın her biri olgun, kaliteli, sabırlı ve sıfır sorunla tamamlanmış bir tur zor bulunur. Ama Allah bize nasip etti şükür.