Dile kolay geliyor belki ama,

 Beş yıl....

Allahın lutfu,Devletimizin takdiri ile farklı bir coğrafyada,gurbet diyarında, ‘’acı’’ vatanda, insanımıza hizmet etmek imkanı...

Şükür sebebi....

Farklıbir kültürle yanyana yaşamak ve  değerlerini koruyarak,hayata tutunmak çabası...

Hatta bu  farklı kültür veya sosyal hayata entegre olmaya hevesli, ancak asla  asimile olmamak kararında bir topluluk.

Yanyana yaşanan kültür zemini  coğrafyanın hakim kültürü ise durum dahada  bir başkalaşıyor gözünüzde.

Milli  ve  manevi  zenginliğini her fırsatta hissetmek ve  yetişen nesli bu  değerler ekseninde eğitmek ve şahsiyet kazandırmak azmi....

Cami  dernekleri vb kuruluşların  çalışmaları asla  inkar  edilemez ve yok sayılamaz.

Dinini,dilini,gelenek ve yerel kültürünü,hatta  alışkanlıklarını buralara taşımış  insanımız gurbete...

Ancak artık gurbet  söylemi yavaş yavaş terkediliyor.

Çünkü artık  burada  yerleşilmiş,ikinci bir vatan anlayışı ile  hayatı devam ettirme tavrı ,iyice belirgin hale  gelmiş durumda..

En  ufak bir ihmalin nasıl bir felakete  sebep  olabileceğinin farkında  olanların sayısı hiçde  az  değil.

Nesil , okuma  yolunda  önemli  mesafe  almış.

Artık babalarının çalıştıkları  fabrikalarda işçi olmak yerine işveren  hatta yönetici mevkilerine ulaşma gayreti hissediliyor

Her  meslek  grubundan insanımız var.

Lokal de  olsa zaman zaman  karşılaşılan ayrımcı ve  ırkçı yaklaşımlara rağmen, başarının  kitabını yazmış,nice zorlukları ,engelleri aşmış hikayeler duyarsınız...

 

Çok  özel anılar ,hatıralar ,ibret dersi olacak hayat serüvenlerine  şahit olarak geçti  beş yılım.

Memleket özlemi bir başka  tarif edilir buralarda..

Bayramlar tahmin etmediğiniz bir  duygusal  yoğunlukta yaşanır inanın..

Köyünü,mahallesini,kasabasını bir başka  anlatır amcalar,teyzeler.

Çekilen  zahmetler, destansı bir maceranın iz bırakan yansımalarıdır adeta.

Her hanede ayrı bir hikaye,

Her evde bir başka  başarı öyküsü barınır.

Zor zamanlardayız,hiç bir şey buralarda  eskisi gibi olmayacak diye ekler  kimileri.

Daha bir dikkatli olmak daha fazla  gayret ve çok daha hissedilir  başarı öykülerine sahip ve  şahit olmak bizim kaderimiz oldu  artık diyorlar.

Anadoludan  bir demet  muhabbet gibi..

Herkes hemşehri.....

Endişeler yok değil,

Savrulup gitme,tüm değerlerden  kopuş ve kayboluş korkusu zaman zaman  kendini belli  ediyor...

Kendimiz olmak,insanlığa örnek olmuş,ibret olmuş,ders olmuş samimiyet kokan tavrımızı kaybetmeden yaşamak.

Bizi biz yapan  değerlerimize ihanet etmeden,dahada yaygınlaştırıp model profiller olmayı  sürdürebilmek.

Global dünyanın  yüz kızartan,iç karartan,yüreklere acı salan

Evrensel fitnelerinden korunabilmek ne  zor bir iş...

Akıllarımızı,inançlarımızı,sevdalarımızı hatta hayallerimizi  darmadağın edecek güçteki şeytani hesapları boşa  çıkaracak bir kararlılık ve  dik duruş sahibi olabilmek, inanın  hiçte  yazıldığı kadar  kolay  değil buralarda.

Onların  benliklerine ,yüreklerine elbette ki inanç dünyalarına azıcık bir katkımız olduysa  ne  mutlu bizlere....

Fırsat oldukça sizlerle  paylaşacağım..

Haftaya yeniden  yalova.....(Allah  nasip ederse)

 

’Gurbet okadar  acı ki

Ne varsa  içimde..

Hepsi bana  yabancı,

Hepsi başka  biçimde,

Ben gurbette  değilim

Gurbet  benim içimde..’’... diyenler de haklılar aslında.

Göreceli bir kavram

Nasıl baktığınıza bağlı...

 

Sevinçte ve  kederde buluşmuyorsanız.

Vefa ve  sadakat kelimelerine yabancıysanız.

Paylaşacağınız bir şeyleriniz yoksa.

Aynı duygusal  iklimde hissetmiyorsanız.

Anlamıyor,anlatamıyor,anlaşılamıyorsanız.

Akrabanızı tanımıyor,

Komşularınıza ulaşamıyor,

Çocuklarınıza söz geçiremiyorsanız.

Kalabalık  içinde  yanlızlığa yaslanmışsanız

Huzursuz,sıkıntılı ve perişan halde iseniz...

Geleniniz, gideniniz yoksa...

Aynı  evde  ayrı kalmak neyin nesi ?

Bedenen  yakın

Ruhen uzaksanız...

Anlayın ki,

Sizde  gurbettesiniz...

Hemde ne kadar  süreceği  belli olmayan bir gurbet bu.

Sürgün gibi  birşey...