Eğer bir insanda ‘Ahde Vefa’ denen, yani vicdani duygusu kalmamış, körelmiş, bu tür kişi ile münasebeti derhal kesmek gerekir.
Gözleri kör göremeyen, kulakları sağır duymayan, konuşan dilleri tutulmuş konuşamayan, bu tür insanlara siz ne anlatırsanız anlatın, ne söylerseniz söyleyin, bu tür kişiler özellikle belli mevkii ve makamlarda da bulunuyorlarsa, geçmişlerini çabuk unutmuş birer zavallıdırlar benim gözümde...
Etraflarında barındırdıkları bir kaç yalaka şakşakçılarıyla rant, şöhret ve makam peşinde koşarak daha da zalim olan bu tür yaratıklar, hedefledikleri, arzuladıkları yerlere gelebilmek için alın teri ile değil, oradan buradan vurgunlarla yaptıkları servetlerini hovardaca harcayarak, kendilerini tatmin etmeye çalışır dururlar...
Para ile her insanı satın alabileceklerine inanan, mevki ve makamlarıyla Allah’tan hiç mi hiç korkmadan kendilerine ters söylemlerde bulunanları silindir gibi ezmeyi de kendinde reva olarak gören bu tür kişiler er geç Allah’ın tokadı ile karşı karşıyadırlar...
Samimi bir duruş, ne para ile alınan bir eşya, ne de para ve pulla ölçüle bilinen bir değerdir. Gerek siyasette, gerek ticarette ve hayatın her alanında bu tür kişilerle sık sık karşılaşabiliyoruz. Kendilerinin üzerinde, delinmez bir zırhla koruduklarını sanan bu zavallılara öyle dersler verilir ki, aylarca, yıllarca unutamayacakları derinlikte bırakılacağı izleri yaşatabilecek belgeler, belgiler vardır bizim de elimizde...
Ama iş işten geçmiş, ok yaydan çıkmış olur. Biz de, ok yaydan çıktı mı bir daha o okun geriye dönme şansı hiç olmaz. Ya hedefi vurur, o hedefi parçalar perişan eder, ya da hedefi ilk denemede ıska geçer.
Neyse ki...
Bu oktan çok var biz de...
Bizim oklarımız hedefe kilitlendi mi, o hedef mutlaka o ok ile vurulur.
Bugün olmasa yarın mutlaka...
Önemli olan tek şey sabırla, o günü beklemek...
Yani zamanlama...
Tabi ki anlayana...
Hani var ya...
O Sivrisinek meselesi...